Tükrük Bezi Kanseri

21.03.2024

TÜKÜRÜK BEZİ TÜMÖRÜ TANI VE TEDAVİSİ

Tükürük bezi tümörleri tükürük bezlerinden kaynaklanan ve hem iyi huylu (benign) hem de kötü huylu (malign) olabilen nadir görülen tümörlerdir. İnsan vücudunda üç çift büyük tükürük bezi bulunur: parotis bezleri (kulak altında), submandibular bezler (çene altında) ve sublingual bezler (dilin altında), ayrıca çok sayıda küçük tükürük bezleri de vardır. Tükürük bezi tümörlerinin çoğu parotis bezlerinde gelişir ve çoğunlukla iyi huyludur. Kötü huylu tümörler, tükürük bezlerinin daha derin kısımlarında gelişme eğilimindedir ve agresif olabilirler. Belirtiler genellikle tükürük bezlerinde şişlik veya kitle, ağrı, yüzde uyuşma veya zayıflık ve nadiren yutma veya konuşma güçlüğü şeklinde görülür. Bu tümörlerin tedavisi genellikle cerrahi müdahaleyi gerektirir ve malign tümörlerde radyoterapi ve kemoterapi de tedaviye dahil edilebilir. Tükürük bezi tümörlerinin erken teşhisi ve uygun tedavisi, iyi bir prognoz ve fonksiyonel sonuçlar için önemlidir. Bu nedenle, tükürük bezlerinde anormal bir büyüme veya değişiklik fark edildiğinde tıbbi değerlendirme yapılması önem taşır.

RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

Tükürük bezi tümörlerinin kesin nedenleri tam olarak anlaşılamamış olsa da, bazı risk faktörleri bu tümörlerin gelişiminde rol oynayabilir. Bu risk faktörleri şunları içerir:

Radyasyon Maruziyeti: Özellikle kafa ve boyun bölgesine yönelik radyasyon tedavisi görmüş kişilerde tükürük bezi tümörü riski artabilir. Bu durum önceki kanser tedavileri sırasında radyasyon alınmasından kaynaklanabilir.

Yaşlanma: Tükürük bezi tümörleri, genellikle orta yaş ve üzeri yetişkinlerde daha sık görülür, ancak her yaşta ortaya çıkabilirler.

Sigara Kullanımı: Sigara ve diğer tütün ürünleri kullanımı özellikle bazı tür tükürük bezi kanserleri için risk faktörü olabilir.

Mesleki Maruziyetler: Belirli işlerde çalışmak örneğin asbest, kurşun, nikel işleme gibi endüstrilerde çalışmak, tükürük bezi tümörleri riskini artırabilir.

Genetik Faktörler: Ailede tükürük bezi tümörü öyküsü olan kişilerde bu tür tümörlerin gelişme riski biraz daha yüksek olabilir, ancak bu durum nadirdir.

Belirli Viral Enfeksiyonlar: Bazı araştırmalar, Epstein-Barr virüsü (EBV) gibi belirli virüslerin tükürük bezi tümörleriyle ilişkili olabileceğini öne sürmüştür, ancak bu ilişki net değildir.

Tükürük bezi tümörleri nadir olduğu için, bu risk faktörleri tümörlerin gelişimini açıklayamayabilir. Ancak bu risk faktörlerinin farkında olmak ve düzenli sağlık kontrolleri, olası tümörlerin erken teşhisinde yardımcı olabilir.

Resim 1. Tükürük bezi tanısı kitleden alınan biyopsi ile konulur.

NASIL OLUŞUR ?

Tükürük bezi tümörlerinin gelişim mekanizmaları kompleks ve tam olarak anlaşılamamıştır, ancak genetik ve çevresel faktörlerin birleşimi rol oynamaktadır. Tükürük bezlerindeki hücrelerin DNA'sında meydana gelen mutasyonlar, bu hücrelerin anormal ve kontrolsüz bir şekilde büyümesine yol açabilir, bu da iyi huylu (benign) veya kötü huylu (malign) tümörlerin oluşumuna neden olur. Radyasyon maruziyeti, özellikle geçmişte kafa ve boyun kanserleri için radyoterapi görmüş kişilerde, DNA hasarına ve sonuçta mutasyonlara yol açabilir. Bunun yanı sıra, belirli viral enfeksiyonların (örneğin Epstein-Barr virüsü) ve çevresel toksinlere maruz kalmanın (örneğin, bazı endüstriyel kimyasallar) tükürük bezi hücrelerinde genetik değişiklikleri tetikleyebileceği düşünülmektedir. Ayrıca genetik yatkınlık da bazı vakalarda bir faktör olabilir. Tüm bu etkileşimler, tükürük bezlerindeki hücrelerin normal büyüme ve bölünme döngülerinin bozulmasına ve tümörlerin gelişimine yol açar. Bu süreç tükürük bezi tümörlerinin moleküler ve hücresel temellerinin daha iyi anlaşılmasını hedefleyen devam eden araştırmaların konusudur.

BELİRTİLERİ NELERDİR ?

Tükürük bezi tümörlerinin belirtileri ve bulguları, tümörün konumu, boyutu ve doğası (iyi huylu yada kötü huylu) gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bu tür tümörler genellikle yavaş büyüyen kitleler olarak başlar ve aşağıdaki belirtilerle kendini gösterebilir:

Kitle veya Şişlik: Tükürük bezlerinde, özellikle kulak altında (parotis bezinde) veya çene altında (submandibular bezde) hissedilebilir bir kitle veya şişlik. Bunlar tükürük bezi tümörlerinin en yaygın belirtisidir.

Ağrı: Tümör büyüdükçe veya sinirlere baskı yaptıkça ağrı hissedilebilir.

Yüzde Uyuşma veya Zayıflık: Kötü huylu tümörler, yüz sinirlerine zarar verebilir, bu da yüzde uyuşma, zayıflık veya felç gibi belirtilere neden olabilir.

Yutma veya Konuşma Güçlüğü: Tümör dilin altında yer alan sublingual bezde veya diğer yerlerde büyüdüğünde yutma veya konuşma zorluğu yaşanabilir.

Kulak Ağrısı veya Basıncı: Özellikle parotis bezindeki tümörler, kulak bölgesine baskı yaparak ağrıya veya basınca neden olabilir.

Düzensiz Büyüme: Tümörlerin boyutlarında hızlı veya düzensiz büyüme olabilir.

Ciltte Değişiklikler: Tümörün cilt üzerindeki etkileri, ciltte renk değişikliği veya ülserasyon gibi değişikliklere neden olabilir.

Bu belirtilerden herhangi birinin varlığı, tükürük bezi tümörünün varlığını gösterebilir, ancak bu belirtiler diğer sağlık durumlarıyla da ilişkili olabilir. Bu nedenle, bu tür belirtiler varsa tıbbi bir değerlendirme yapılması önemlidir. Erken teşhis tükürük bezi tümörlerinin tedavi başarısını artırabilir ve daha iyi sağlık sonuçlarına yol açabilir.

TANISI NASIL KONULUR?

Tükürük bezi tümörlerinin tanısı, klinik muayene ve çeşitli tanısal testlerin bir kombinasyonu ile konur. Süreç genellikle hastanın semptomlarının ve tıbbi öyküsünün değerlendirilmesiyle başlar. Kulak, burun ve boğaz (KBB) uzmanı tarafından yapılan fiziksel muayenede, tükürük bezlerinde anormal kitleler veya şişlikler aranır. Gerekli görüldüğünde, daha ayrıntılı bir değerlendirme için görüntüleme testleri uygulanabilir; bunlar arasında ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) bulunur. Bu testler, tümörün boyutunu, yerleşimini ve çevre dokulara yayılıp yayılmadığını belirlemeye yardımcı olur. Kesin tanı genellikle biyopsi ile konur; burada, tümörden küçük bir doku örneği alınır ve mikroskop altında incelenir. Patoloji incelemesi tümörün iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunu belirlemenin yanı sıra, tümör tipini de saptamaya yardımcı olur. Bu ayrıntılı tanı süreci, etkili bir tedavi planının belirlenmesinde kritik öneme sahiptir ve hastanın prognozunu ve tedavi seçeneklerini etkileyebilir.

PATOLOJİK TİPLERİ NELERDİR?

Tükürük bezi tümörleri, çeşitli patolojik tiplere sahip olabilir. Tükürük bezlerinde ortaya çıkabilen bazı yaygın patolojik tipler şunlar olabilir:

Pleomorfik adenom: Bu tükürük bezlerinin en sık görülen benign (iyi huylu) tümörüdür. Hafif şişliklere neden olabilir.

Warthin tümörü: Genellikle parotis tükürük bezi içinde bulunan bir benign tümördür. Sigara içen kişilerde daha sık görülür.

Mukoepidermoid karsinom: Bu, tükürük bezlerinde sık rastlanan malign (kötü huylu) bir tümör türüdür.

Adenoid kistik karsinom: Tükürük bezlerinde görülen nadir bir malign tümör türüdür.

Berrak hücreli karsinom: Bu tür kanser, tükürük bezlerinde bulunan diğer bir malign tümör türüdür.

Bunlar sadece bazı örneklerdir ve tükürük bezlerindeki tümörlerin daha fazla çeşidi ve alt tipi bulunabilir. Tümörün doğası ve tedavi seçenekleri, patolojik inceleme sonuçlarına ve hastanın tıbbi geçmişine bağlı olarak değişebilir. Eğer bu konuda endişeleriniz veya belirtileriniz varsa, bir hekime danışmanız önemlidir. Tükürük bezleri tümörlerinin patolojik teşhisi için çeşitli reseptörler ve immünohistokimya işaretleyicileri kullanılabilir. Bu işaretleyiciler, tümörün ne tür bir hücre yapısına sahip olduğunu ve kanserin malign (kötü huylu) olup olmadığını belirlemeye yardımcı olabilir. Örneğin, tükürük bezlerindeki tümörlerin patolojik incelemesinde kullanılan bazı reseptörler şunlar olabilir: p63 (mukoepidermoid karsinom için), CK7 ve CK19 (tümörün kökenini belirlemek için), Ki-67 (hücresel proliferasyonu değerlendirmek için). Bu reseptörler ve işaretleyiciler, tükürük bezlerindeki tümörlerin doğru teşhisini ve daha etkili tedavi planlarının geliştirilmesini desteklemek için kullanılır. Patolojik incelemeler, tümörün tipini ve evresini belirlemek için önemlidir ve tedavi seçeneklerini belirlemekte yardımcı olur.

Resim 2. Tükrük bezi tümörleri tükürük bezi iltihabı ile karışabilir.

TÜMÖR EVRELEMESİ NASIL YAPILIR ?

Tükürük bezi tümörlerinin evrelemesi, tümörün büyüklüğü, yayılımı ve yayıldığı diğer bölgeleri belirlemek için kullanılan bir yöntemdir. Bu evreleme işlemi, tümörün doğru tedavi yaklaşımını ve prognozu belirlemede yardımcı olur. Tükürük bezi tümörlerinin evrelemesi genellikle aşağıdaki faktörlere dayanır:

Tümör Boyutu (T): Tümörün ne kadar büyük olduğu incelenir. T0, tümörün tespit edilmediği anlamına gelirken, T1, T2, T3 ve T4, tümörün büyüklüğünü artan derecelerde ifade eder.

Lenf Nodu Tutulumu (N): Tümörün çevresindeki lenf nodlarının tutulumu incelenir. N0, lenf nodu tutulumunun olmadığını ifade ederken, N1, N2 ve N3, lenf nodlarının tutulumunun varlığını ve yaygınlığını gösterir.

Uzak Metastazlar (M): Tümörün vücudun diğer bölgelerine yayılıp yayılmadığına bakılır. M0, uzak metastazların olmadığını ifade ederken, M1, uzak metastazların varlığını gösterir.

Bu faktörlerin bir kombinasyonu, tümörün evresini belirlemek için kullanılır. Örneğin, "T2N0M0" ifadesi, tümörün orta büyüklükte olduğunu (T2), lenf nodlarına yayılma olmadığını (N0) ve uzak metastazların olmadığını (M0) gösterir. Evreleme, hastanın tedavi planını ve prognozunu belirlemede önemlidir ve onkologlar tarafından yapılır. Tümörün evresi uygun tedavi seçeneklerini belirlemeye yardımcı olur.

EVRELERE GÖRE TEDAVİ NASIL YAPILIR?

Tükürük bezi tümörlerinin tedavi yaklaşımı, tümörün evresine, türüne ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişebilir. Tedavi genellikle cerrahi, radyasyon terapisi ve kemoterapi gibi yöntemlerin kombinasyonunu içerebilir. Tükürük bezi tümörlerinin evrelere göre genel tedavi yaklaşımı:

Evre I ve II Tümörler: Bu tümörler genellikle küçük boyutlu ve yerel olarak sınırlıdır. Tedavi genellikle cerrahi olarak yapılır. Tümör ve yakındaki sağlıklı dokuların çıkarılması amaçlanır. Cerrahi sonrası radyasyon tedavisi veya bazen sadece cerrahi yeterli olabilir.

Evre III Tümörler: Bu evrede tümör daha büyük olabilir ve yakındaki lenf nodlarına yayılabilir. Tedavi cerrahi çıkarılma ve lenf nodlarının alınması (lenf nodu disseksiyonu) gerekebilir. Cerrahi sonrası radyasyon tedavisi düşünülebilir.

Evre IV Tümörler: Bu evrelerde tümörün lenf nodlarına ve diğer vücut bölgelerine yayılma riski daha yüksektir. Tedavi genellikle cerrahi çıkarılma, lenf nodu disseksiyonu, radyasyon tedavisi ve kemoterapiyi içerebilir. İleri evre tümörlerde tedavi genellikle daha agresif olabilir ve multidisipliner bir yaklaşım gerekebilir.

Her hasta farklıdır ve tedavi planı bireysel olarak belirlenmelidir. Onkologlar, hastanın tümörünün evresini, türünü ve diğer sağlık faktörlerini değerlendirerek en uygun tedaviyi önerirler. Tedavi sonrası hasta takibi ve rehabilitasyon da önemlidir. Bu nedenle tükürük bezi tümörlerinin tedavisinde bir onkolog ve multidisipliner bir sağlık ekibiyle işbirliği önemlidir.

Resim 3. Tükürük bezi tümörleri tedavisinde baş boyun cerrahisi, radyasyon onkolojisi ve tıbbi onkoloji uzmanları görev alırı.

TEDAVİDE KULLANILAN İLAÇLAR NELERDİR?

Tükürük bezi tümörlerinin tedavisinde kullanılan kemoterapiler, hormonal ilaçlar, akıllı ilaç tedavileri ve immünoterapiler şunlar olabilir:

Kemoterapiler:

Platin bazlı kemoterapiler: Özellikle sialadenoid karsinom ve bazı diğer tümör türlerinin tedavisinde kullanılabilir.

5-Fluorourasil (5-FU): Bazı tükürük bezi tümörlerinin tedavisinde kullanılabilir.

Paklitaksel ve Dosetaksel: İntravenöz yoluyla uygulanan kemoterapi ajanları, tümör büyümesini kontrol altına almaya yardımcı olabilir.

Akıllı İlaç Tedavileri:

Akıllı ilaç tedavileri, özellikle bazı spesifik genetik mutasyonlara sahip tümörler için kullanılabilir. Örneğin, HER2 pozitif tükürük bezi tümörlerine karşı trastuzumab veya lapatinib gibi ilaçlar kullanılabilir.

İmmünoterapiler:

Pembrolizumab ve nivolumab gibi immünoterapi ilaçları, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerine saldırmasını teşvik ederek tükürük bezi tümörlerinin tedavisinde kullanılabilir. Bu ilaçlar, özellikle PD-L1 pozitif tümörlerde etkili olabilir.

Tedavi seçenekleri, hastanın tümörünün türü, evresi, genetik özellikleri ve sağlık durumuna göre değişebilir. Bu nedenle tedavi planı, bir onkolog ve sağlık ekibi tarafından bireysel olarak belirlenmelidir. Hasta özel durumu göz önüne alındığında en uygun tedavi seçenekleri değerlendirilir.

İYİLEŞME SONRASI TAKIP NASIL YAPILMALIDIR ?

Tükürük bezi tümörü tedavisi sonrası izlem, hastanın sağlığını yakından takip etmeyi amaçlar ve tümörün yeniden ortaya çıkmasını veya ilerlemesini erken tespit etmeye yardımcı olur. İyileşme sonrası takip aşağıdaki unsurları içerebilir: düzenli fizik muayeneler, görüntüleme çalışmaları (örneğin, bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme), kan testleri ve tıbbi görüşmeler. İlk birkaç yıl boyunca izlem sık olabilir ve ardından zamanla aralıklar artabilir. Her hastanın izlem planı, tümörün türü, evresi ve tedaviye yanıtına göre özelleştirilir. Hastanın semptomlarını izlemek, sağlık durumunu değerlendirmek ve gerektiğinde tedaviye hızlıca müdahale etmek, iyileşme sonrası takibin temel amaçlarındandır. Bu süreç, hastanın uzun vadeli sağlık ve yaşam kalitesini desteklemeye yönelik önemli bir adımdır.