Kanser Tanısı Nasıl Konulur ?

21.03.2024

KANSER TANISI NASIL KONULUR ?

Kanser teşhisi süreci genellikle şüpheli belirtiler veya tarama testlerinde anormal sonuçlar ortaya çıktığında başlar. Kanser tanı sürecinde hekim, fiziksel muayene ve belirtilere dayalı bir ön değerlendirme yapar. Ardından daha ayrıntılı testler uygulanır. Bu testler genellikle kan testleri, görüntüleme yöntemleri (örneğin, X-ray, CT, MRI, PET taramaları) ve en önemlisi, şüpheli dokudan alınan biyopsi örneklerinin patolojik incelemesini içerir. Biyopsi kanser hücrelerinin varlığını, tipini ve diğer önemli özelliklerini doğrulamak için altın standarttır. Bazen genetik testler veya tümör markerları gibi ek testler de kanser tipini daha iyi anlamak ve tedavi seçeneklerini belirlemek için kullanılır. Tanı süreci kanserin tipine ve hastanın bireysel durumuna bağlı olarak değişkenlik gösterir ve çoğunlukla multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Bu aşamalı ve kapsamlı süreç en uygun tedavi yönteminin belirlenmesine yardımcı olur ve kanser tedavisinin başarısını artırır.

Kanser teşhisi konulma sürecinin aşamaları:

1-Belirtilerin İncelenmesi ve Fiziksel Muayene: Hasta doktoruna belirtilerini anlatır. Bu belirtiler kilo kaybı, yorgunluk, ağrı, tümörlerin hissedilmesi gibi olabilir. Doktor hastayı fiziksel olarak muayene eder ve herhangi bir anormalliği (örneğin şişlik veya kitle) kontrol eder.

2-Tıbbi Geçmişin İncelenmesi: Doktor hastanın kişisel ve aile tıbbi geçmişini inceler. Bu inceleme kanser riskini değerlendirmek için önemlidir.

3-Laboratuvar Testleri: Kan testleri ve diğer vücut sıvılarının testleri, kanserin belirtilerini gösterebilir. Örneğin, bazı kanser türleri kan hücrelerindeki değişikliklere neden olabilir.Tümör markerları vücutta kanser varlığını gösterebilen ve genellikle kanser hücreleri tarafından üretilen ya da kanser varlığında artan maddelerdir. Bunlar kan, idrar veya dokularda bulunabilir ve kanser teşhisi, tedavi planlaması ve hastalığın takibi için önemli bilgiler sağlayabilir.

Tümör markerlarının kullanımı aşağıdaki amaçlar için olabilir:

Teşhis: Bazı tümör markerları, belirli kanser türlerinin erken teşhisinde yardımcı olabilir. Ancak çoğu tümör markerı özgül değildir ve kanser teşhisi koymak için kullanılamaz. Genellikle diğer teşhis yöntemleriyle birlikte değerlendirilirler.

Prognostik Bilgi: Bazı tümör markerları, kanserin evresini ve prognozunu (hastalığın gidişatı) vereceğini tahmin etmekte kullanılabilir.

Tedaviye Yanıtın İzlenmesi:Tedavi sırasında ve sonrasında tümör marker seviyelerindeki değişiklikler, tedavinin etkinliğinin bir göstergesi olabilir. Marker seviyelerinin düşmesi, tedavinin başarılı olduğunu gösterebilirken, seviyelerin artması hastalığın tekrarladığına veya ilerlediğine işaret edebilir.

Hastalığın Takibi: Tedavi sonrası dönemde, tümör marker seviyelerinin düzenli olarak takip edilmesi, kanserin nüksetmesini erken dönemde saptamada yardımcı olabilir.

Bazı yaygın tümör markerlarına örnekler:

  • CA-125: Yaygın olarak yumurtalık kanserinin takibinde kullanılır.

  • PSA (Prostat Spesifik Antijen): Prostat kanserinin teşhis ve takibinde kullanılır.

  • CEA (Karsinoembriyonik Antijen): Kolorektal ve diğer bazı kanser türlerinin takibinde kullanılır.

Tümör markerları, kanser teşhisi ve takibinde önemli bir araçtır, ancak genellikle diğer teşhis yöntemleriyle birlikte değerlendirilmeleri gerekir, çünkü birçok tümör markerı kanser dışı durumlarda da yükselebilir ve her kanser türü için özgül bir tümör markerı bulunmamaktadır. Bu nedenle tümör marker sonuçlarının yorumlanması konusunda deneyimli bir hekime danışmak önemlidir.

Resim 1. Kanserin yeri ve yayılma bölgelerini tespit etmek için BT, MRG, USG ve PET gibi görüntüleme yöntemleri kullanılabilir.

4-Görüntüleme Testleri: Röntgen, BT, MRI ve Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) taramaları gibi görüntüleme testleri, vücudun iç kısımlarının detaylı görüntülerini sağlar. Bu testler, anormal dokuları veya organlardaki değişiklikleri gösterebilir. Her kanser hastasının PET taraması yaptırması gerekmez. PET özellikle kanserin evrelenmesi, metastaz (kanserin başka organlara yayılması) araştırılması ve tedaviye yanıtın değerlendirilmesinde kullanılan önemli bir görüntüleme yöntemidir. Ancak, PET taramasının kullanımı, kanserin türüne, evresine, hastanın genel sağlık durumuna ve tedavi planına bağlı olarak değişir. PET taraması tüm kanser türleri için standart bir prosedür değildir ve her hasta için gerekli olmayabilir. Doktorlar hastanın ihtiyacına ve belirli durumuna göre PET taramasını önerirler. Diğer görüntüleme yöntemleri (BT, MRI vb.) ve biyopsi gibi testler de kanser teşhisi ve takibinde yaygın olarak kullanılır. Dolayısıyla, PET taramasının gerekliliği her hastanın bireysel durumuna göre hekim tarafından belirlenmelidir.

5-Biyopsi: Şüpheli dokudan küçük bir parça alınarak laboratuvarda incelenir. Bu kanserin varlığını ve tipini doğrulamak için en kesin yöntemdir. Kanser tanısı için biyopsi, şüpheli bir dokudan örnek alınarak yapılır ve bu örneklerin laboratuvarda mikroskopik olarak incelenmesini içerir. Biyopsi yöntemi, tümörün konumuna ve boyutuna bağlı olarak değişiklik gösterir. En yaygın yöntemler iğne biyopsisi (ince iğne aspirasyonu veya çekirdek biyopsisi), eksizyonel ve insizyonel biyopsi olarak sınıflandırılabilir. İğne biyopsisi, genellikle lokal anestezi altında, ince veya kalın bir iğne kullanılarak tümörden doku örneği alınmasını içerir ve minimal invaziv bir yöntemdir. Eksizyonel biyopsi, şüpheli dokunun tamamının cerrahi olarak çıkarılmasını, insizyonel biyopsi ise sadece bir kısmının alınmasını içerir. Alınan doku örnekleri, kanser hücrelerinin varlığını, tipini ve diğer patolojik özelliklerini belirlemek için laboratuvarda detaylı bir şekilde incelenir. Biyopsi, kanser teşhisinde en güvenilir yöntemlerden biridir ve tanı, tedavi planlaması ve prognoz belirleme süreçlerinde kritik öneme sahiptir. Bu prosedür genellikle radyolojik görüntüleme tekniklerinin rehberliğinde (ultrasonografi, CT veya MRI gibi) gerçekleştirilir ve bu, örnek alınacak doğru bölgenin daha iyi belirlenmesini sağlar.

6-Patolojik İnceleme: Biyopsi sırasında alınan doku örneği, kanser hücrelerinin varlığını ve türünü belirlemek için mikroskop altında incelenir. Patolojik inceleme, biyopsi veya cerrahi ile alınan tümör dokusunun laboratuvar ortamında mikroskopik olarak incelenmesidir. Bu süreçte patologlar doku örneklerini boyayarak ve özel testler uygulayarak kanser hücrelerinin varlığını, tipini, agresiflik derecesini ve diğer önemli özelliklerini belirlerler. Patolojik inceleme, kanserin kesin teşhisi için kritik öneme sahiptir ve bu analiz sonuçları, kanserin evresinin belirlenmesi, uygun tedavi yönteminin seçilmesi ve prognozun (hastalığın olası gidişatının) tahmini için temel bilgiler sağlar. Özellikle, tümörün hücresel yapısını, yayılımını ve komşu dokularla olan ilişkisini detaylı bir şekilde inceleyerek, kanser hakkında detaylı bilgiler sunar. Bu nedenle, patolojik inceleme, kanser teşhis ve tedavi sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır.

7-Genetik Testler: Bazı kanser türleri için genetik testler yapılabilir. Bu testler, kanserin kalıtsal olup olmadığını anlamak için önemlidir. Kanser tanısında genetik testlerin önemi giderek artmaktadır. Bu testler kanser hücrelerindeki genetik değişiklikleri, mutasyonları ve diğer genetik faktörleri analiz eder. Bu bilgiler, kanserin tipini ve alt tipini daha iyi anlamak, tedavi seçeneklerini kişiselleştirmek ve hasta için en uygun tedavi yöntemlerini belirlemek için kullanılır. Özellikle bazı kanser türlerinde hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapi gibi yeni tedavi yöntemlerinin etkinliği, belirli genetik özelliklere bağlı olabilir. Ayrıca genetik testler, kanserin aile içinde kalıtsal olup olmadığını anlamak ve risk altındaki aile üyeleri için erken tanı ve önleyici stratejiler geliştirmek için de kullanılabilir. Genetik testlerin kullanımı, kanser tedavisinin daha etkili ve kişiye özgü hale gelmesine büyük katkı sağlamakta ve kişiselleştirilmiş tıbbın önemli bir parçası haline gelmektedir. Bu nedenle, genetik testler, modern kanser tanı ve tedavi yaklaşımlarında giderek daha fazla önem kazanmaktadır.

Resim 2. Kanserin kesin tanısı biyopsi parçasının patoloji bölümünde mikroskop altında incelenmesi ile konulur.

8-Teşhis Sonrası Değerlendirme ve evrelendirme: Kanser teşhisi konulduktan sonra, hastalığın evresi ve yayılımı belirlenir. Bu tedavi planının oluşturulmasında önemli bir faktördür. Kanserin evresinin belirlenmesi, kanserin vücutta ne kadar yayıldığını anlamak için hayati öneme sahiptir ve tedavi planlamasında temel bir rol oynar. Bu süreç genellikle tümörün boyutu ve yayılımı (T), yakındaki lenf düğümlerine yayılım (N), ve diğer organlara metastaz yapma (M) durumu dikkate alınarak TNM sınıflandırma sistemi kullanılarak yapılır. Tümörün boyutu ve yerel yayılımı, fiziksel muayene, biyopsi ve çeşitli görüntüleme testleri (örneğin, MRI, CT, PET taramaları) ile değerlendirilir. Lenf düğümlerine ve diğer organlara yayılımın belirlenmesi için de benzer testler kullanılır. Bazı durumlarda, cerrahi sırasında alınan örneklerin patolojik incelemesi ile evre daha net bir şekilde belirlenebilir. Kanserin evresi, hastalığın prognozunu (olası gidişatını) anlamak, tedavi seçeneklerini belirlemek ve tedavi yanıtını değerlendirmek için kritik öneme sahiptir. Her kanser türü için evreleme kriterleri farklılık gösterebilir ve bu süreç, kanser tipine özgü detaylı klinik rehberlere dayanır.

9-Tedavi Planlaması: Kanser tipi ve evresine bağlı olarak, cerrahi, radyoterapi, kemoterapi, immünoterapi veya hedefe yönelik terapi gibi tedavi seçenekleri değerlendirilir. Kanserde tedavi planlaması, hastanın kanser türü, evresi, genel sağlık durumu ve kişisel tercihleri göz önünde bulundurularak çok disiplinli bir yaklaşımla yapılır. Bu süreç, onkologlar, cerrahlar, radyasyon terapistleri, patologlar ve diğer sağlık uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından yürütülür. Öncelikle, kanserin tipi ve yayılımı detaylı tıbbi testlerle (biyopsi, görüntüleme testleri, genetik testler vb.) belirlenir. Ardından kanserin özelliklerine ve hastanın sağlık durumuna bağlı olarak, cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi veya hedefe yönelik terapiler gibi çeşitli tedavi seçenekleri değerlendirilir. Hastanın yaşam tarzı, tedaviye olan toleransı ve kişisel tercihleri de tedavi planlamasında önemli rol oynar. Tedavi seçenekleri potansiyel yan etkileri, tedavinin etkinliği ve hastanın yaşam kalitesini dikkate alarak özenle dengelenir. Sürekli takip ve değerlendirme, tedavi sürecinin bir parçasıdır, bu sayede tedavi gerektiğinde ayarlanabilir ve hastanın ihtiyaçlarına en uygun hale getirilebilir. Bu kapsamlı ve kişiye özel yaklaşım, kanser tedavisinin başarısını artırmayı ve hastanın genel sağlığını ve refahını desteklemeyi amaçlar.

Kanser teşhisi süreci, kişiden kişiye değişebilir ve spesifik kanser türüne bağlı olarak farklı test ve prosedürleri içerebilir. Bu süreçte en önemli adım, hastanın durumuna uygun en doğru ve etkili tedavi yöntemlerinin belirlenmesidir.