Periton Kanseri

21.03.2024

PERİTON KANSERİ TANI VE TEDAVİSİ

Periton kanseri karın boşluğunu kaplayan ince zar olan peritonun kanseridir. Peritondaki tümörler genellikle başka bir organın kanserinin peritona yayılması sonucu oluşur; özellikle mide, kolon veya yumurtalık kanseri gibi karın içi organların kanserleri sıklıkla peritoneal yayılım gösterir. Nadiren periton kanseri primer olarak peritonda başlayabilir. Periton kanserinin önemi, genellikle ileri evrelerde teşhis edilmesi ve tedavisinin zor olmasından kaynaklanır. Belirtileri karın ağrısı, şişkinlik, kilo kaybı ve sindirim sistemi ile ilgili sorunlar gibi oldukça genel olduğu için, teşhis konulması zor olabilir. Tedavi yöntemleri arasında cerrahi, kemoterapi ve bazen radyoterapi bulunur. Yeni tedavi yaklaşımları, özellikle hipertermik intraperitoneal kemoterapi (HIPEC) gibi yöntemler, periton kanserinin tedavisinde umut vaat etmektedir. Bu tedavi ameliyat sırasında ısıtılmış kemoterapötik ajanların karın boşluğuna direkt olarak uygulanmasını içerir. Ancak, periton kanseri genellikle ileri evrede teşhis edildiğinden, prognozu genellikle zordur ve erken teşhis bu kanser türü için özellikle önemlidir.

RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

Periton kanseri, genellikle başka organlardaki kanserlerin yayılması sonucu ortaya çıkar ve bu nedenle doğrudan belirli risk faktörleri belirlemek zordur. Ancak, periton kanseri riskini artırabilecek bazı genel faktörler şunlardır:

Başka Kanser Türlerinin Varlığı: Özellikle mide, kolon, yumurtalık veya pankreas kanseri gibi karın içi organların kanserleri, peritona yayılma eğilimindedir.

Genetik Yatkınlık ve Aile Geçmişi: Bazı genetik sendromlar ve ailede kanser öyküsü, periton kanseri riskini artırabilir.

Yaş ve Cinsiyet: Periton kanseri genellikle ileri yaşlarda ve kadınlarda daha sık görülür, özellikle yumurtalık kanseriyle ilişkili vakalarda.

Kronik İnflamatuar Durumlar: Kronik inflamasyon, özellikle gastrointestinal sistemde, kanser gelişme riskini artırabilir.

Asbeste Maruz Kalma: Asbest, mezotelyoma adı verilen bir tür periton kanseri riskini artırabilir.

Önceki Karın Cerrahisi veya Radyasyon Tedavisi: Karın bölgesine yönelik önceki cerrahi müdahaleler veya radyasyon tedavisi, periton kanseri riskini artırabilir.

Bu faktörler periton kanseri gelişimi için mutlak nedenler değildir, ancak riski artırabilirler. Periton kanseri risk faktörlerine sahip kişilerin, karın bölgesindeki değişikliklere dikkat etmeleri ve düzenli tıbbi kontroller yaptırmaları önerilir. Erken teşhis, tedavi seçeneklerini ve sonuçlarını önemli ölçüde iyileştirebilir.

Resim 1. Periton kanseri karın zarında meydana gelir ve karın ağrısı, kabızlık, kilo kaybı gibi çok sayıda şikayet yol açabilir.

NASIL OLUŞUR ?

Peritondaki kanserler genellikle, karın içi organlardaki birincil kanserlerin yayılması (metastaz) yoluyla gelişir. Periton kanserinin gelişim mekanizmaları arasında, kanser hücrelerinin periton yüzeyine yapışması, invazyon yapması ve burada büyüyerek yeni tümör kolonileri oluşturması yer alır. Bu süreçte hücresel adezyon molekülleri, invazyonu teşvik eden enzimler ve tümör mikroçevresinin değişiklikleri gibi çeşitli moleküler faktörler rol oynar. Ayrıca karın içi organlardan serbest bırakılan kanser hücrelerinin, periton sıvısı aracılığıyla karın boşluğunda dolaşıp yayılması ve yeni tümör odakları oluşturması da bu kanser türünün yaygın bir özelliğidir. Kanser hücrelerinin bu yayılımı, peritonun geniş yüzey alanı nedeniyle kolaylaşır ve tümörlerin periton üzerinde geniş bir alana yayılmasına yol açabilir. Periton kanseri genellikle ileri evrelerde ortaya çıkar ve bu nedenle, agresif ve tedavisi zor bir kanser türü olarak kabul edilir. Bu kanser türünün anlaşılması ve etkin tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi, kanser araştırmalarında önemli bir alanı oluşturur.

BELİRTİLERİ NELERDİR ?

Periton kanseri, belirgin ve spesifik belirtiler göstermeyebilir, bu yüzden teşhisi zor olabilir. Ancak, ilerleyen evrelerde aşağıdaki bulgulara neden olabilir:

Karın Ağrısı ve Rahatsızlık: Karın boşluğunda sürekli veya aralıklı ağrı veya rahatsızlık hissi olabilir.

Karın Şişkinliği ve Hacim Artışı: Sıvı birikimi (asit) nedeniyle karın bölgesinde şişkinlik ve genişleme meydana gelebilir.

Sindirim Problemleri: İştahsızlık, bulantı, kusma ve sindirim güçlükleri gibi sindirim sistemine ilişkin sorunlar görülebilir.

Kilo Kaybı: Açıklanamayan kilo kaybı ve iştahsızlık periton kanserinin yaygın belirtileri arasındadır.

Halsizlik ve Yorgunluk: Genel sağlık durumunun bozulması ve kansızlık (anemi) nedeniyle halsizlik ve yorgunluk hissi olabilir.

Karında Kitle Hissi: Tümör veya sıvı birikimi nedeniyle karında kitle hissedilebilir.

İdrar ve Bağırsak Alışkanlıklarında Değişiklik: Sık idrara çıkma veya bağırsak alışkanlıklarında değişiklik gibi belirtiler görülebilir.

Karın Duvarında Gerilme veya Kalınlaşma: Karın duvarında anormal gerilme veya kalınlaşma oluşabilir.

Periton kanseri genellikle ileri evrede teşhis edildiği için, bu belirtiler ortaya çıktığında kanser zaten yayılmış olabilir. Bu nedenle bu tür belirtiler fark edildiğinde tıbbi değerlendirme yapılması önemlidir. Erken teşhis, tedavi başarısını artırabilir ve hastanın prognozunu iyileştirebilir.

TANISI NASIL KONULUR?

Periton kanseri tanısı genellikle bir dizi tıbbi test ve inceleme sonucunda konulur. İlk adım, hastanın semptomlarını ve tıbbi geçmişini değerlendirmekle başlar. Doktorlar, karın ağrısı, şişlik, mide bulantısı gibi belirtilere odaklanır ve fizik muayene yaparlar. Daha sonra görüntüleme testleri, özellikle bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi yöntemlerle periton bölgesindeki anormallikleri görmek için kullanılır. Ayrıca, biyopsi adı verilen bir işlemle periton zarından örnekler alınarak kanser hücrelerinin varlığı doğrulanır. Kanserin evresini belirlemek için başka testler de yapılabilir. Tanı süreci, hastanın spesifik durumuna bağlı olarak değişebilir ve bir onkoloğun gözetiminde gerçekleşmelidir.

PATOLOJİK TİPLERİ NELERDİR?

Periton kanseri, çeşitli patolojik tiplere sahip olabilir. Bu tipler, kanserin köken aldığı hücre türüne göre farklılık gösterir. Periton kanserinin bazı patolojik tipleri:

Epitelyal Periton Kanseri: Bu en yaygın türdür ve periton zarının yüzeyindeki epitel hücrelerinden kaynaklanır.

Germ Hücresi Periton Kanseri: Bu tür germ hücrelerinden köken alır ve peritona metastaz yapabilir.

Mezenkimal Periton Kanseri: Mezenkimal hücrelerden kaynaklanan nadir bir periton kanseri türüdür. Genellikle yumuşak doku sarkomlarına benzer.

Lenfoma: Periton bölgesinde lenf bezlerinden kaynaklanan lenfoma türleri nadir olsa da periton kanseri olarak kabul edilebilir.

Periton kanserinin patolojik tipi, tedavi seçenekleri ve prognozu üzerinde etkili olabilir. Bu nedenle tanı ve tedavi sürecinde doğru patolojik tipin belirlenmesi önemlidir. Hastanın tıbbi geçmişi, semptomları ve patolojik türüne göre bir onkolog tarafından uygun tedavi planı oluşturulur. Periton kanseri tedavisinde önemli olan reseptörler ve moleküler belirteçler vardır. Bu belirteçlerin başında CA-125 gelir, bu kan testi periton kanserinin izlenmesi ve tedavi yanıtının değerlendirilmesinde kullanılır. Ayrıca, HER2 (Human Epidermal Growth Factor Receptor 2) pozitifliği, hormonal reseptörler (ER ve PR), MSI (Microsatellite İnstability) ve MMR (Mismatch Repair) durumu, p53 mutasyonları ve PD-L1 ifadesi gibi faktörler de tedavi planlamasında dikkate alınır. Bu moleküler belirteçler hastanın kanserinin biyolojik özelliklerini daha iyi anlamamıza ve tedaviyi kişiselleştirmemize yardımcı olur. Ancak hangi belirteçlerin test edileceği ve hangi tedavi seçeneklerinin kullanılacağı, hastanın özel durumu ve tıbbi geçmişi göz önünde bulundurularak uzman doktorlar tarafından belirlenmelidir.

Resim 2. Periton kanserinde karın içinde sıvı toplanması görülebilir. Parasentez yöntemi ile karın içerisinde sıvı boşaltılabilir.

TÜMÖR EVRELEMESİ NASIL YAPILIR ?

Periton kanserinin evrelemesi, kanserin yaygınlığını ve ilerlemesini belirlemek amacıyla kullanılan bir süreçtir. Bu evreleme işlemi, hastanın tedavi seçeneklerinin belirlenmesi ve prognozun tahmin edilmesinde önemlidir. Periton kanserinin evrelemesi aşağıdaki şekilde yapılır:

Evre I: Bu evrede kanser, periton zarının yüzeyinde veya yakınındaki dokulara sınırlıdır. Genellikle tek bir bölgede bulunur.

Evre II: Kanser periton zarının daha fazla bölgesine veya organlara yayılmıştır, ancak hala karın içinde sınırlıdır.

Evre III: Bu evrede kanser, karın içinde daha fazla yayılmıştır ve çevreleyen organlara veya lenf bezlerine sıçramış olabilir.

Evre IV: Bu en ileri evrede kanser, karın dışındaki organlara veya vücudun diğer bölgelerine metastaz yapmıştır.

Periton kanserinin evrelemesi, genellikle görüntüleme testleri (bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme, ultrason) ve cerrahi müdahale sırasında alınan biyopsilerle yapılır. Evreleme sonuçları, hastanın tedavi planını ve prognozunu belirlemek için kullanılır. Her hasta için özelleştirilmiş bir tedavi yaklaşımı geliştirmek için bu evrelemeyi yapmak önemlidir.

EVRELERE GÖRE TEDAVİ NASIL YAPILIR?

Periton kanseri tedavisi, kanserin evresine, türüne ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. İşte periton kanseri evrelerine göre genel bir tedavi yaklaşımı:

Evre 0 ve Evre I: Tedavi seçenekleri arasında cerrahi müdahale anahtar bir rol oynar. Bu cerrahi operasyon, tümörü çıkarmayı ve kanseri kontrol altına almaya çalışmayı içerir. Cerrahi müdahale sonrası kemoterapi veya radyoterapi gibi adjuvan tedaviler de düşünülebilir, ancak her hasta için ayrıca belirlenir.

Evre II ve Evre III: Tedavi genellikle cerrahi müdahaleyi içerir, ancak cerrahi daha yaygın bir alana uygulanabilir. Cerrahi sonrası kemoterapi veya radyoterapi gibi adjuvan tedaviler daha yaygın olarak kullanılabilir. Eğer kanser, lenf bezlerine veya diğer organlara yayılmışsa, bu bölgelere yönelik ek tedaviler gerekebilir.

Evre IV: Tedavi cerrahi operasyonun sınırlı bir rol oynadığı, genellikle palyatif tedavilere odaklanır. Palyatif tedaviler, semptomların kontrol altına alınması ve yaşam kalitesinin artırılması amacıyla kullanılır. Kemoterapi, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapi gibi sistemik tedaviler sıklıkla kullanılır. Ağrı yönetimi, beslenme desteği ve psikososyal destek, hastanın yaşam kalitesini artırmak için önemlidir.

Periton kanseri tedavisi her hasta için özelleştirilir ve hastanın sağlık durumu, yaş, tümörün biyolojik özellikleri ve diğer faktörler dikkate alınarak belirlenir. Tedavi planı, bir onkolog tarafından hastanın bireysel ihtiyaçlarına göre oluşturulur.

Resim 3. Karın zarından gelişen bazı kanserlede karın içerisinde kemoterapi verilebilir.

TEDAVİDE KULLANILAN SİSTEMİK İLAÇLAR NELERDİR?

Periton kanseri tedavisinde kullanılan bazı kemoterapiler, hormonal ilaçlar, akıllı ilaç tedavileri ve immünoterapiler şunlar olabilir:

Kemoterapiler:

Platin bazlı kemoterapi: Genellikle karboplatin veya cisplatin gibi platin içeren ilaçlar kullanılır.

Pemetreksed: Periton kanseri tedavisinde kullanılan bir kemoterapi ilacıdır.

Paklitaksel veya doketaksel: Bu ilaçlar kanser hücrelerinin büyümesini durdurarak tedavi edebilir.

Akıllı İlaç Tedavileri:

Bevasizumab: Bu ilaç tümörün damarlarının büyümesini engelleyerek periton kanseri tedavisinde kullanılır.

Olaparib: BRCA gen mutasyonlarına sahip hastalarda kullanılabilen bir PARP inhibitörüdür.

İmmünoterapiler: İmmünoterapi periton kanseri tedavisinde daha yeni bir yaklaşımdır ve özellikle bazı belirli moleküler belirteçlere sahip hastalar için kullanılır.

Pembrolizumab: Bu ilaç PD-L1 ifadesi pozitif olan hastalarda immünoterapi olarak kullanılabilir.

Nivolumab: PD-L1 ifadesi pozitif olan hastalar için bir immünoterapi seçeneğidir.

Tedavi planı hastanın spesifik durumuna, tümörün özelliklerine ve evresine bağlı olarak belirlenir. Bu nedenle, periton kanseri tedavisi bir uzman doktor tarafından dikkatlice değerlendirilmelidir ve kişiye özel olarak planlanmalıdır.

İYİLEŞME SONRASI TAKIP NASIL YAPILMALIDIR ?

Periton kanseri tedavisi sonrası takip hastanın sağlığını izlemek ve herhangi bir nüksü veya tedaviye yanıtı değerlendirmek amacıyla önemlidir. Takip programı genellikle şu unsurları içerir: düzenli doktor muayeneleri, kan testleri (CA-125 düzeyleri gibi), görüntüleme çalışmaları (bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme), ve semptomların izlenmesi. Takip sıklığı, hastanın evresine, tedaviye yanıtına ve diğer bireysel faktörlere bağlı olarak değişebilir. Takip, olası nüksleri veya komplikasyonları erken tespit etmek ve hastanın yaşam kalitesini artırmak için önemlidir. Hastalar takip planlarını düzenli olarak izlemeli ve hekimleri ile iletişim halinde olmalıdır.