Non-Hodgin Lenfoma
21.03.2024
NON-HODGKİN LENFOMA TANI VE TEDAVİSİ
Non-Hodgkin Lenfoma (NHL) lenf sisteminin bir dizi farklı kanser türünü ifade eder ve lenf düğümleri, dalak ve bağışıklık sistemini etkileyen hastalıkları kapsar. Hodgkin Lenfoma'dan farklı olarak, NHL çok daha çeşitli hücre tiplerini ve alt tiplerini içerir ve genellikle daha heterojen bir hastalık tablosu sunar. NHL'nin önemi, hem yaygınlığı hem de çeşitliliği nedeniyle artmaktadır. Tedavi yöntemleri ve prognoz, NHL'nin özel alt tipine, hastalığın evresine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak büyük ölçüde değişkenlik gösterir. Bazı NHL türleri yavaş ilerleyebilir ve minimal tedavi gerektirebilirken, diğerleri çok daha agresif olabilir ve yoğun kemoterapi veya immünoterapi gerektirebilir. NHL'nin erken teşhisi ve uygun tedaviye erişim, hastalığın yönetiminde ve hastaların yaşam kalitesinin iyileştirilmesinde önemlidir.
RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?
Non-Hodgkin Lenfoma (NHL) için risk faktörleri, hastalığın gelişimine katkıda bulunabilecek çeşitli durumları içerir. Ancak bu faktörlerin her biri hastalığın kesin olarak gelişeceği anlamına gelmez. NHL için bilinen bazı risk faktörleri:
Yaş: NHL riski yaşla birlikte artar. Çoğu vakada 60 yaş üzeri kişilerde daha sık görülür.
Cinsiyet: Erkekler kadınlara göre NHL geliştirme riski biraz daha yüksektir.
Bağışıklık Sistemi Zayıflığı: HIV/AIDS gibi bağışıklık sistemini baskılayan hastalıklar veya organ nakli sonrası kullanılan immünsupresif ilaçlar, NHL riskini artırabilir.
Otoimmün Hastalıklar: Romatoid artrit, Sjögren sendromu gibi otoimmün hastalıkları olan kişilerde NHL gelişme riski daha yüksektir.
Enfeksiyonlar: Helikobakter pylori, Hepatit C virüsü, Epstein-Barr virüsü ve Human T-lymphotropic virüsü gibi bazı enfeksiyonlar NHL riskini artırabilir.
Çevresel ve Mesleki Maruziyetler: Tarım kimyasalları, pestisitler, çözücüler ve bazı boyalar gibi kimyasal maddelere maruz kalmak, NHL riskini artırabilir.
Aile Öyküsü: NHL bazı ailelerde daha sık görülür, ancak bu durumun çoğunluğunda genetik bir bağlantı net olarak tanımlanmamıştır.
Radyasyon ve Kemoterapi Maruziyeti: Geçmişte radyasyon tedavisi veya kemoterapi gören kişilerde NHL riski biraz artabilir.
Bu risk faktörleri, Non-Hodgkin Lenfoma'nın oluşumuna katkıda bulunabilir, ancak hastalığın kesin nedenleri hala tam olarak anlaşılamamıştır. Çoğu kişi bu risk faktörlerinden bir veya daha fazlasına sahip olmasına rağmen NHL geliştirmez. Öte yandan, bilinen bir risk faktörüne sahip olmayan kişiler de bu hastalığı geliştirebilir. Bu nedenle, belirtiler veya endişeler varsa, bir sağlık profesyoneline danışmak önemlidir.
Resim 1. Non-Hodgkin lenfomanın B hücreli ve T hücreli olmak üzere iki ana tipi ve çok sayıda alt tipi vardır.
NASIL OLUŞUR ?
Non-Hodgkin Lenfoma'nın (NHL) gelişim mekanizmaları, genetik ve çevresel faktörlerin karmaşık etkileşimlerine dayanır ve bu hastalığın birçok alt tipi bulunmaktadır. NHL'nin temelinde, lenfositler olarak bilinen beyaz kan hücrelerinde kontrolsüz hücre büyümesi ve bölünme yatar. Bu anormal hücrelerin oluşumu, DNA'daki mutasyonlar sonucu düzenleyici genlerin normal işlevinin bozulmasıyla tetiklenir. Bu genetik değişiklikler, hücrelerin ölümünü önleyen (apoptozu baskılayan) ve anormal hücre çoğalmasını teşvik eden yolları etkinleştirebilir. Ek olarak, bağışıklık sisteminin zayıflaması, kronik inflamasyon ve bazı virüs enfeksiyonları (örneğin, Epstein-Barr virüsü, Hepatit C virüsü) da NHL gelişiminde rol oynayabilir. Çevresel faktörler, kimyasal maruziyetler ve bazı yaşam tarzı faktörleri de NHL riskini artırabilir. Bununla birlikte, her NHL vakasında bu faktörlerin tam etkileşimi ve önemi büyük ölçüde değişiklik gösterir ve hastalığın heterojen doğası, onu anlamayı ve tedavi etmeyi zorlaştırır. Bu karmaşıklık NHL'nin tedavi ve yönetim stratejilerinde kişiselleştirilmiş yaklaşımların önemini artırır.
BELİRTİLERİ NELERDİR ?
Non-Hodgkin Lenfoma (NHL) çeşitli alt tiplere sahip olduğu için, bulguları ve belirtileri geniş bir yelpazede değişkenlik gösterebilir. Ancak, en yaygın görülen belirtiler ve bulgular şunlardır:
Lenf Düğümü Şişlikleri: Boyun, koltuk altı veya kasık bölgesinde ağrısız lenf düğümü şişlikleri en sık rastlanan belirtiler arasındadır.
Ateş ve Gece Terlemeleri: Nedeni açıklanamayan ateş ve özellikle gece saatlerinde yoğun terlemeler görülebilir.
Kilo Kaybı: Açıklanamayan ve ani kilo kaybı NHL'nin tipik bir belirtisi olabilir.
Yorgunluk ve Halsizlik: Sürekli bir yorgunluk hissi ve genel halsizlik, lenfomanın yaygın belirtilerindendir.
İştah Kaybı ve Karın Ağrısı: Dalak ve/veya karaciğerin büyümesiyle ilişkili olarak karın bölgesinde ağrı veya rahatsızlık hissi ve iştah kaybı olabilir.
Solunum Problemleri ve Öksürük: Göğüs bölgesindeki lenf düğümlerinin büyümesi nedeniyle öksürük, nefes darlığı veya göğüs ağrısı gibi solunum problemleri yaşanabilir.
Ciltte Değişiklikler: Bazı NHL alt tipleri, ciltte döküntü veya kızarıklık gibi değişikliklere neden olabilir.
Bağışıklık Sistemi Zayıflığı: Sık enfeksiyonlar ve hastalıklara karşı artan hassasiyet, bağışıklık sisteminin zayıflamasının bir göstergesi olabilir.
Bu belirtiler NHL dışında birçok farklı durumda da görülebileceği için, tanı için mutlaka tıbbi değerlendirme ve gerekli testler yapılmalıdır. Eğer bu belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız bir hematoloji veya onkoloji doktoruna başvurmanız önemlidir.
TANISI NASIL KONULUR?
Non-Hodgkin Lenfoma (NHL) tanısı, hastanın semptomları, tıbbi geçmişi ve bir dizi tanısal testin kapsamlı bir değerlendirmesi temelinde konur. Tanı süreci genellikle hastanın fiziksel muayenesiyle başlar; burada doktor, lenf düğümlerinde şişlik, karaciğer ve dalakta büyüme gibi belirtileri kontrol eder. Tanının kesinleştirilmesi için en kritik adım, etkilenen lenf düğümünden veya diğer dokulardan alınan bir biyopsi örneğinin patolojik incelemesidir. Biyopsi NHL'nin spesifik alt tipini belirlemek için hücre tipi, morfoloji ve bazı durumlarda moleküler ve genetik testleri içerir. Ek olarak kan testleri, vücuttaki hastalığın yayılımını değerlendirmek için bilgisayarlı tomografi (CT) taramaları, pozitron emisyon tomografisi (PET) taramaları ve bazen kemik iliği biyopsisi yapılabilir. Bu testler, hastalığın evresini belirlemeye ve en uygun tedavi planını oluşturmaya yardımcı olur. Non-Hodgkin Lenfoma tanısı bu test ve değerlendirmelerin kapsamlı bir kombinasyonuyla konulur ve her zaman deneyimli bir hematoloji veya onkoloji doktoru tarafından yürütülmesi gerekir.
PATOLOJİK TİPLERİ NELERDİR?
Non-Hodgkin Lenfoma (NHL), birçok farklı patolojik alt tipe ayrılan geniş bir kanser grubunu temsil eder. NHL'nin bu alt tipleri, etkilenen hücrelerin türüne ve kanserin büyüme hızına göre sınıflandırılır. İşte en yaygın Non-Hodgkin Lenfoma alt tipleri:
B-Hücreli Lenfomalar:
Diffüz Büyük B-Hücreli Lenfoma: NHL'nin en yaygın formudur ve hızlı büyüyen, agresif bir kanser türüdür.
Foliküler Lenfoma: Genellikle daha yavaş büyüyen, indolent (düşük dereceli) bir türdür.
Mantle Hücreli Lenfoma: Orta derecede hızlı büyüyen ve daha agresif bir kanser türüdür.
Küçük Lenfositik Lenfoma (SLL): Genellikle yavaş ilerleyen bir lenfoma türüdür.
Burkitt Lenfoması: Çok hızlı büyüyen ve oldukça agresif bir lenfoma türüdür.
T-Hücreli Lenfomalar:
Periferik T-Hücreli Lenfoma (PTCL): Birkaç farklı alt tipe sahip olan, genellikle hızlı büyüyen bir lenfoma türüdür.
Anaplastik Büyük Hücreli Lenfoma (ALCL): Genellikle genç yetişkinlerde ve çocuklarda görülür, hızlı büyüyen bir türdür.
Kutanöz T-Hücreli Lenfoma (CTCL): Ciltte başlayan ve genellikle yavaş ilerleyen bir lenfoma türüdür.
Diğer Lenfomalar:
Lenfoplazmositik Lenfoma: B-hücreli bir lenfoma türü olup, genellikle yavaş büyüyen bir kanserdir.
Marginal Zon Lenfoma: Genellikle mukozal dokuları etkileyen, yavaş büyüyen bir lenfoma türüdür.
Bu patolojik alt tipler, lenfoma hücrelerinin mikroskopik görünümü, genetik özellikleri ve klinik davranışlarına göre belirlenir. Tanı ve tedavi planlaması, bu alt tiplerin ayrıntılı analizine dayanır, çünkü her bir alt tip farklı tedavi yaklaşımlarını gerektirebilir. Bu nedenle, NHL tanısı konduğunda, spesifik alt tipin doğru bir şekilde belirlenmesi ve buna uygun tedavi planının yapılması hayati önem taşır. Non-Hodgkin Lenfoma (NHL) tanı ve tedavisinde, hastalığın alt tipine ve karakteristiklerine göre belirli reseptörler ve moleküler markörlerin belirlenmesi önemlidir. Bu reseptörler ve markerler, hastalığın doğru sınıflandırılmasında, prognozun belirlenmesinde ve potansiyel tedavi hedeflerinin tanımlanmasında kritik rol oynar. NHL'de sıklıkla bakılan bazı reseptörler ve markerler şunları içerir: CD20 (özellikle B-hücreli lenfomalarda önemli bir hedef), CD3 ve CD5 (T-hücreli lenfomaların tanısında kullanılır), CD10, BCL-2 ve BCL-6 (bazı B-hücreli lenfomalarda prognostik öneme sahip olabilir), ve Ki-67 (hücre proliferasyonunu gösterir ve hastalığın agresifliği hakkında bilgi verebilir). Ayrıca, bazı NHL alt tiplerinde, örneğin MALT lenfomalarında, Helikobakter pylori enfeksiyonu varlığı da araştırılabilir. Bu reseptörler ve moleküler markörler, patologlar ve onkologlar tarafından dikkatle incelenir ve tedavi seçeneklerinin yanı sıra hastalığın seyrini belirlemede önemli bir rol oynarlar. Her hastanın durumu benzersiz olduğundan, bu testlerin sonuçları bireysel olarak değerlendirilmeli ve tedavi yaklaşımları kişiselleştirilmelidir.
Resim 2. Lenfoma halsizlik, lenf bezlerinde şişlik, ateş ve tuttuğu organa göre şikayetlere yol açabilir.
TÜMÖR EVRELEMESİ NASIL YAPILIR ?
Non-Hodgkin Lenfoma (NHL) için tümör evrelemesi, hastalığın vücutta ne kadar yayıldığını belirlemek amacıyla yapılır ve tedavi planlaması için kritik öneme sahiptir. NHL'nin evrelemesi genellikle Ann Arbor Evreleme Sistemi kullanılarak yapılır, bu sistem Hodgkin Lenfoma için de kullanılır. İşte NHL'nin evrelemesi:
Evre I: Lenfoma vücudun tek bir lenf düğümü bölgesinde (I) veya tek bir ekstra-lenfatik organ veya bölgede (IE) sınırlıdır.
Evre II: Lenfoma, iki veya daha fazla lenf düğümü bölgesine yayılmıştır, ancak bu lenf düğümleri diafragmanın aynı tarafındadır (II). Bu, bir veya daha fazla ekstra-lenfatik organ veya bölgeye ve lenf düğümü bölgelerine de yayılmış olabilir (IIE).
Evre III: Lenfoma, diafragmanın her iki tarafındaki lenf düğümü bölgelerine yayılmıştır. Bu, ekstra-lenfatik organlara veya bölgelere de yayılmış olabilir (IIIE), dalak (IIIS) veya her ikisini de içerebilir (IIIES).
Evre IV: Lenfoma, bir veya daha fazla ekstra-lenfatik organa veya dokuya, özellikle kemik iliği, karaciğer veya beyin gibi uzak bölgelere yayılmıştır.
Ek olarak, NHL'nin evrelemesinde "A" veya "B" harfleri kullanılır:
"A": Ateş, gece terlemeleri veya önemli kilo kaybı gibi belirli sistemik semptomlar yoktur.
"B": Hastada ateş, gece terlemeleri veya son altı ay içinde vücut ağırlığının %10'dan fazla kaybı gibi belirli sistemik semptomlar vardır.
Evreleme, fiziksel muayene, kan testleri, lenf düğümü biyopsisi ve görüntüleme çalışmaları (PET taraması, CT taraması vb.) gibi tanısal testlerin sonuçlarına dayanır. Bu evreleme, hastalığın tedavi seçeneklerinin belirlenmesinde ve hastanın genel prognozunun değerlendirilmesinde önemli bir rol oynar. Evreleme süreci, deneyimli hematoloji veya onkoloji doktoru tarafından yapılmalıdır.
EVRELERE GÖRE TEDAVİ NASIL YAPILIR?
Non-Hodgkin Lenfoma (NHL) tedavisi, hastalığın evresine, alt tipine, hastanın genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere göre belirlenir.
NHL'nin evrelerine göre genel tedavi yaklaşımları:
Evre I ve II (Erken Evre): Erken evre NHL genellikle lokalize tedavi gerektirir. Bu, etkilenen bölgeye yönelik radyoterapi veya kombine kemoterapi içerebilir. B-hücreli lenfomalar için yaygın kullanılan kemoterapi rejimleri arasında R-CHOP (rituksimab, siklofosfamid, hidroksidaunorubisin, onkovin ve prednizon) ve benzer kombinasyonlar bulunur. T-hücreli lenfomalar içinse farklı kemoterapi rejimleri tercih edilebilir.
Evre III ve IV (İleri Evre): İleri evre NHL, genellikle daha agresif tedavi gerektirir. Bu tedaviler geniş kapsamlı kemoterapi rejimleri ve biyolojik tedavileri (örneğin, monoklonal antikorlar gibi) içerebilir. İleri evrelerde, tedavi genellikle hastalığı kontrol altına almayı ve remisyon (hastalığın gerilemesi) sağlamayı hedefler. Yüksek doz kemoterapi ve otolog kök hücre nakli de bazı durumlarda uygulanabilir tedavi seçenekleridir.
Nüks Eden veya Refrakter (Tedaviye Dirençli) NHL: Nüks eden veya tedaviye dirençli NHL vakalarında, standart kemoterapiden farklı yaklaşımlar gerekebilir. Bu durumda, yeni nesil hedefli tedaviler (örneğin, lenalidomid, ibrutinib), immünoterapiler (örneğin, CAR T-hücre terapisi) ve bazen allojenik kök hücre nakli gibi tedavi seçenekleri değerlendirilebilir.
NHL'nin tedavisinde, hastaların genel sağlık durumlarının izlenmesi, yan etkilerin yönetilmesi ve destekleyici bakım önemlidir. Tedavi, her hasta için özelleştirilmeli ve deneyimli onkoloji ve hematoloji uzmanları tarafından yönetilmelidir. Tedavi planı hastalığın özelliklerine, hastanın tercihlerine ve yaşam tarzına göre kişiselleştirilir. Tedavi sürecinde düzenli tıbbi takip ve değerlendirmeler, tedavi başarısının önemli bir parçasıdır.
Resim 3. Non-Hodgkin lenfoma tedavisi hastalığın alt tipine ve evresine göre yapılmaktadır.
TEDAVİDE KULLANILAN İLAÇLAR NELERDİR?
Non-Hodgkin Lenfoma (NHL) tedavisinde, kemoterapiler, hedefe yönelik (akıllı) ilaçlar, immünoterapiler ve bazı durumlarda hormonal ilaçlar kullanılır. İşte bu tedavi seçeneklerinden bazıları:
Kemoterapiler
CHOP (Siklofosfamid, Hidroksidaunorubisin, Onkovin [Vinkristin], Prednizon): En yaygın kullanılan kemoterapi rejimlerinden biridir.
R-CHOP: CHOP rejimine rituksimab eklenmesiyle oluşur ve özellikle B-hücreli lenfomalar için etkilidir.
CVP (Siklofosfamid, Vinkristin, Prednizon): Daha düşük dereceli lenfomalarda kullanılır.
Bendamustin: Genellikle rituksimab ile birlikte verilir ve bazı B-hücreli lenfomalar için etkilidir.
EPOCH (Etoposit, Prednizon, Vinkristin, Siklofosfamid, Hidroksidaunorubisin): Daha agresif NHL türleri için kullanılır.
Hedefe Yönelik (Akıllı) İlaçlar
Rituksimab: CD20 pozitif B-hücreli lenfomalara yönelik monoklonal bir antikordur.
İbrutinib: Bruton tirozin kinaz inhibitörü, özellikle Mantle Hücreli Lenfoma ve bazı diğer lenfomalar için kullanılır.
İmatinib ve Dasatinib: Philadelphia kromozomu pozitif lenfomalarda kullanılır.
Bortezomib: Proteozom inhibitörü, özellikle Mantle Hücreli Lenfoma ve diğer bazı lenfoma türlerinde kullanılır.
İmmünoterapiler
CAR T-hücre terapisi: Özellikle tedaviye dirençli veya nükseden lenfomalarda kullanılır.
Checkpoint İnhibitörleri (örneğin, Pembrolizumab, Nivolumab): İmmün sistemini kanser hücrelerine karşı etkinleştirmek için kullanılır.
Destekleyici Tedaviler
G-CSF (Granülosit Koloni Stimüle Edici Faktör): Kemoterapi sonrası beyaz kan hücre sayısını artırmak için kullanılır.
Eritropoietin: Kemoterapiye bağlı anemi (kırmızı kan hücrelerinin azalması) durumlarında kullanılabilir.
Bu tedaviler hastalığın özelliklerine, hastanın genel sağlık durumuna ve tedaviye verdiği yanıta göre kişiselleştirilir. Tedavi seçenekleri ve kombinasyonları sürekli olarak gelişmekte olup, her zaman en güncel tıbbi rehberler ve araştırmalar doğrultusunda uygulanmalıdır. Herhangi bir tedavi planı başlatılmadan önce hastaların deneyimli onkoloji uzmanları tarafından değerlendirilmesi önemlidir.
İYİLEŞME SONRASI TAKIP NASIL YAPILMALIDIR ?
Non-Hodgkin Lenfoma (NHL) tedavisinin tamamlanmasının ardından, hastaların uzun süreli takibi önemlidir. İyileşme sonrası takip hastalığın nüksetme potansiyelini izlemek, tedavinin uzun vadeli yan etkilerini yönetmek ve hasta sağlığını genel olarak desteklemek için kritik öneme sahiptir. Bu takip genellikle düzenli fiziksel muayeneler, kan testleri ve gerektiğinde görüntüleme testleri (örneğin, PET/CT taramaları) içerir. Hastalar, tedavi sonrası ilk birkaç yıl boyunca daha sık kontrollere çağrılır, çünkü bu dönemde nüks riski en yüksektir. Zamanla takip sıklığı azalabilir, ancak hastanın durumuna bağlı olarak uzun vadeli takip gerekebilir. Ayrıca, NHL ve tedavisinin potansiyel uzun vadeli etkileri, özellikle kalp ve akciğer sağlığı, ikincil kanser riski ve kemik yoğunluğu gibi konular dikkate alınır. Hastalar ayrıca, sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri ve risk azaltma stratejileri hakkında bilgilendirilir. NHL'den iyileşen hastalar için düzenli tıbbi takip ve danışmanlık, sağlıklı bir yaşam sürdürmek ve olası komplikasyonları en aza indirmek için hayati öneme sahiptir. Bu süreç, her hastanın bireysel ihtiyaçlarına göre belirlenmeli ve deneyimli hematoloji veya onkoloji hekimler tarafından yönetilmelidir.