Larenks Kanseri

21.03.2024

LARENKS KANSERİ TANI VE TEDAVİSİ

Larenks kanseri ses telleri olarak bilinen larenks bölgesinde gelişen bir kanser türüdür. larenks soluk borusunun üst kısmında yer alan ve nefes alma, konuşma ve yutma işlevlerinde önemli rol oynayan bir organdır. Larenks kanseri genellikle uzun süreli tütün kullanımı ve aşırı alkol tüketimi ile ilişkilendirilir, ancak diğer çevresel faktörler ve genetik yatkınlık da risk faktörleri arasında yer alabilir. Bu kanser türü, ses kısıklığı, nefes darlığı, yutma güçlüğü, boğaz ağrısı ve boyun bölgesinde kitle hissi gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Erken teşhis edildiğinde, larenks kanseri genellikle tedavi edilebilir ve sesin korunması mümkün olabilir. Ancak geç teşhis edilen vakalarda, tedavi daha karmaşık hale gelebilir ve hastanın konuşma yeteneğini etkileyebilir. Bu nedenle risk altındaki bireylerin, özellikle uzun süreli ses kısıklığı gibi belirtiler varsa, düzenli sağlık kontrolleri yapmaları ve erken tanı için gerekli tıbbi yardımı almaları önemlidir. Larenks kanseri hem bireysel sağlık hem de toplum sağlığı açısından önemli bir konudur, çünkü bu kanser türünün önlenmesi ve erken teşhisi, hastaların yaşam kalitesini ve sağkalım oranlarını önemli ölçüde artırabilir.

RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

Larenks kanseri ses kutusunda gelişen bir kanser türüdür ve çeşitli risk faktörleri ile ilişkilendirilir. Bu faktörlerin bir kısmı yaşam tarzı ile ilgili olup, bazıları çevresel veya genetik faktörlerdir. Larenks kanserinin bilinen risk faktörleri şunlardır:

Sigara ve Tütün Ürünleri: En önemli risk faktörüdür. Sigara içmek, tütün çiğnemek veya diğer tütün ürünlerini kullanmak larenks kanseri riskini önemli ölçüde artırır.

Aşırı Alkol Tüketimi: Alkol özellikle sigara ile birlikte tüketildiğinde, larenks kanseri riskini artırır.

Asbest Maruziyeti: Asbeste maruz kalmak, özellikle sigara içen bireylerde larenks kanseri riskini artırabilir.

Diğer Çevresel Maruziyetler: Kimyasal maddelere ve tozlara maruz kalma, larenks kanseri riskini artırabilir.

Cinsiyet: Erkekler kadınlara göre larenks kanserine daha sık yakalanır.

Yaş: Risk yaşla birlikte artar. Çoğu larenks kanseri vakası 65 yaşın üzerindeki bireylerde görülür.

Beslenme: Düşük sebze ve meyve alımı, kanser riskini artırabilir.

İnsan Papilloma Virüsü (HPV): Bazı larenks kanserleri, özellikle orofaringeal kanserler, yüksek riskli HPV tipleri ile ilişkilendirilir.

Aile Öyküsü: Larenks kanseri olan bir aile üyesi olması, bireyin bu kansere yakalanma riskini artırabilir.

Gastroözofageal Reflü Hastalığı (GERD): GERD ve diğer kronik reflü durumları, larenks bölgesindeki tahrişe ve sonuç olarak kanser riskinin artmasına neden olabilir.

Larenks kanserinin risk faktörlerini anlamak, önleme stratejileri geliştirmek ve erken teşhis için önemlidir. Sigara içmeyi bırakmak, alkol tüketimini sınırlamak ve sağlıklı bir diyet sürdürmek, larenks kanseri riskini azaltmada etkili yöntemler arasındadır.

Resim 1. Larenks kanseri ses tellerinin olduğu bölgede meydana gelir.

NASIL OLUŞUR ?

Larenks kanseri gelişim mekanizmaları, genellikle çeşitli çevresel ve genetik faktörlerin etkileşimini içerir. En yaygın risk faktörü olan sigara ve aşırı alkol tüketimi, larenkste bulunan hücrelerin DNA'sında hasara yol açarak kanser gelişimine zemin hazırlar. Tütün dumanı ve alkol, kanserojen maddeler içerir ve bu maddeler, hücrelerin genetik materyaline zarar vererek mutasyonlara neden olabilir. Bu mutasyonlar hücrelerin kontrolsüz ve anormal şekilde büyümesine ve bölünmesine neden olur, bu da tümör oluşumuna yol açar. Asbest ve diğer çevresel toksinlere maruziyet de benzer şekilde DNA hasarına ve hücrelerin anormal büyümesine katkıda bulunabilir. Ayrıca, bazı genetik yatkınlıklar ve gen mutasyonları, bireylerin larenks kanserine yakalanma riskini artırabilir. Örneğin, İnsan Papilloma Virüsü (HPV) ile enfeksiyon, özellikle yüksek riskli HPV tipleri, larenks kanseri gelişimiyle ilişkilendirilmiştir. Bu etkileşimlerin sonucunda, larenks hücreleri anormal bir şekilde çoğalarak kanserli bir tümör oluşturur. Bu karmaşık süreç, kanser biyolojisi alanındaki araştırmaların sürekli gelişen bir konusudur ve bu anlayışın derinleştirilmesi, daha etkili tedavi ve önleme stratejilerinin geliştirilmesine katkı sağlayabilir.

BELİRTİLERİ NELERDİR ?

Larenks kanseri ses kutusu ve çevresindeki alanları etkileyen bir kanser türüdür ve çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir.

Bu kanserin yaygın bulguları şunlardır:

Ses Kısıklığı: En yaygın belirtilerden biri, özellikle kanser ses tellerini etkilediğinde. Ses kısıklığı tedavi edilmeyen bir enfeksiyon veya soğuk algınlığından farklı olarak uzun sürebilir.

Boğaz Ağrısı: Kalıcı veya tekrarlayan boğaz ağrısı olabilir.

Yutma Güçlüğü: Yemekleri yutmakta zorluk görülebilir.

Nefes Darlığı: Tümör soluk borusunu daralttığında nefes alma güçlüğü yaşanabilir.

Öksürük: Kanlı balgam ile birlikte sürekli öksürük saptanabilir,.

Boyun Bölgesinde Kitle veya Şişlik: Boyun bölgesinde, özellikle lenf düğümlerinde kitle veya şişlik oluşumu olabilir.

Kulak Ağrısı: Tümörün sinirleri etkilemesi sonucu kulak ağrısı olabilir.

Kilo Kaybı ve İştahsızlık: Özellikle ileri evre kanserlerde görülür.

Kötü Nefes Kokusu: Tümörden kaynaklanan enfeksiyon nedeniyle oluşabilir.

Ses Değişiklikleri: Ses tonunda değişiklikler ve sesin zayıflaması olabilir.

Bu belirtilerden herhangi biri veya birkaçı, larenks kanserinin işaretçileri olabilir. Ancak bu belirtilerin hepsi kansere özgü değildir ve diğer daha az ciddi sağlık sorunlarından da kaynaklanabilir. Eğer bu belirtilerden herhangi biri uzun süre devam ederse veya kötüleşirse, bir hekime başvurmak önemlidir. Erken teşhis, larenks kanseri tedavisinde önemli bir faktördür ve tedavi başarısını önemli ölçüde artırabilir.

TANISI NASIL KONULUR?

Larenks kanseri tanısı hastanın semptomları, tıbbi öyküsü ve çeşitli tıbbi testlerin kombinasyonu ile konulur. Genellikle, süreç bir kulak, burun ve boğaz (KBB) uzmanının hastanın semptomlarını değerlendirmesi ve fiziksel muayene yapması ile başlar. Bu muayenede, larenksin doğrudan görselleştirilmesi için laringoskopi kullanılır. Laringoskopi larenksin içini incelemek için kullanılan bir alettir ve tümör varlığını, boyutunu ve yerini belirlemeye yardımcı olabilir. Şüpheli bir lezyon saptanırsa kesin tanı koymak için biyopsi yapılır; yani şüpheli dokudan bir örnek alınarak mikroskop altında incelenir. Tanıyı desteklemek için, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG) veya pozitron emisyon tomografisi (PET) gibi görüntüleme testleri yapılabilir. Bu testler kanserin boyutunu, yayılımını ve lenf düğümlerine veya diğer organlara sıçrayıp sıçramadığını değerlendirmeye yardımcı olur. Bu tür bir kapsamlı değerlendirme, larenks kanseri tanısının doğru bir şekilde konmasını sağlar ve uygun tedavi planının belirlenmesine olanak tanır.

PATOLOJİK TİPLERİ NELERDİR?

Larenks kanseri ana patolojik tiplerine göre sınıflandırılabilir ve bu tipler kanserin mikroskobik yapısına ve hücresel özelliklerine dayanır. Larenks kanserinin en yaygın patolojik tipleri şunlardır:

Skuamöz Hücreli Karsinom: Larenks kanserlerinin büyük çoğunluğunu oluşturur. Bu tip, larenksin iç yüzeyini kaplayan skuamöz (yassı) hücrelerden kaynaklanır. Skuamöz hücreli karsinom, kendisini daha fazla veya daha az diferansiye edilmiş formlarda gösterebilir, yani hücrelerin normal hücrelere benzerliği derecesine göre sınıflandırılır..

Bazaloid Karsinom: Skuamöz hücreli karsinomun daha agresif bir formudur ve bazal hücre özellikleri gösterir.

Adenokarsinom: Larenkste çok daha nadir görülen bir tip olup, mukoza bezlerinden kaynaklanır.

Adenoid Kistik Karsinom: Yine nadir görülen bir tür olup, larenksin bez yapılarından kaynaklanır ve genellikle yavaş büyüyen ancak nüks etme eğilimi gösteren bir seyirdir.

Nöroendokrin Karsinomlar: Bu nadir tür sinir ve endokrin hücrelerinin özelliklerini taşır ve çeşitli alt tiplere ayrılabilir.

Her bir patolojik tür, hastalığın seyrini, tedaviye yanıtını ve genel prognozunu etkileyebilir. Bu nedenle larenks kanserinin doğru patolojik tanısı, etkili bir tedavi planının oluşturulmasında kritik öneme sahiptir. Kanserin tipine göre tedavi yaklaşımları değişiklik gösterebilir ve onkoloji uzmanları tarafından dikkate alınır. Larenks kanserinin teşhis ve tedavisinde, bazı moleküler reseptörler ve biyolojik belirteçlerin incelenmesi önem taşır. Bu reseptörler ve belirteçler, tümörün biyolojik karakteristiklerini anlamak ve potansiyel tedavi hedeflerini belirlemek için kullanılır. Özellikle, Epidermal Büyüme Faktörü Reseptörü (EGFR) larenks kanseri hücrelerinde sıklıkla yüksek seviyelerde bulunur ve EGFR'nin aşırı ifadesi, hastalığın prognozu ve hedefe yönelik tedavilere yanıtı ile ilişkilendirilmiştir. Bunun yanı sıra, P53 gibi tümör baskılayıcı genlerin mutasyonları ve onkogenlerin ekspresyonu da kanserin davranışını ve tedaviye yanıtını etkileyebilir. İmmünohistokimyasal analizler, bu reseptörlerin ve genetik markörlerin tespitinde kullanılan standart yöntemlerdir. Bu moleküler profillemeler, özellikle hedefe yönelik tedavi ve immünoterapilerin seçiminde giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Larenks kanseri hücrelerindeki bu reseptörler ve moleküler markerler, kanser biyolojisi ve tedavi stratejilerinin anlaşılmasında kritik rol oynar ve bu alanda devam eden araştırmalar, tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır.

Resim 2. Larenks kanseri tanısı için kamera ile video incelemesi yapılabilir.

TÜMÖR EVRELEMESİ NASIL YAPILIR 

Larenks kanserinde tümör evrelemesi, hastalığın yayılımını ve şiddetini belirlemek için kullanılan bir sistemdir. Bu sistem, tümörün boyutunu, yakın lenf düğümlerine yayılımını ve vücudun diğer bölümlerine metastazını değerlendirir. Uluslararası Kanser Kontrol Birliği (UICC) ve Amerikan Kanser Derneği (ACS) tarafından kabul edilen TNM (Tümör, Nodül, Metastaz) sınıflandırma sistemine göre yapılır:

T (Tümör) Kategorisi: T0’dan T4’e kadar derecelendirilir. Bu tümörün larenkste ne kadar büyüdüğünü ve yayıldığını gösterir. T0, tümörün yokluğunu; T1-T4, tümörün boyutunu ve larenkste ne kadar yayıldığını belirtir.

N (Lenf Nodül) Kategorisi: N0’dan N3’e kadar derecelendirilir. Bu kanserin yakın lenf düğümlerine yayılıp yayılmadığını ve yayılımın derecesini gösterir.

M (Metastaz) Kategorisi: M0 uzak metastazın olmadığını; M1, uzak organlara metastaz olduğunu gösterir.

Bu değerlendirmeler sonucunda, larenks kanseri Evre I'den Evre IV'e kadar sınıflandırılır:

Evre I: Genellikle küçük bir tümör ve lenf düğümlerine yayılım yoktur.

Evre II: Daha büyük bir tümör, ancak lenf düğümlerine yayılım yok veya minimaldir.

Evre III: Daha büyük tümör veya lenf düğümlerine yayılım vardır.

Evre IV: Geniş yayılım gösteren tümör lenf düğümlerinde büyük tutulum veya uzak metastaz içerir.

Evreleme için fiziksel muayene, laringoskopi, biyopsi ve çeşitli görüntüleme yöntemleri (örneğin, MR, CT, PET taramaları) kullanılır. Bu ayrıntılı değerlendirme, tedavi seçeneklerinin belirlenmesinde ve hastanın prognozunun tahmin edilmesinde önemli bir rol oynar.

EVRELERE GÖRE TEDAVİ NASIL YAPILIR?

Larenks kanserinin tedavisi, hastalığın evresine bağlı olarak değişiklik gösterir. Her evre için tedavi yaklaşımları aşağıdaki gibidir:

Evre I ve II (Erken Evre)

Cerrahi: Bazı durumlarda, küçük tümörler cerrahi olarak çıkarılabilir. Lazer cerrahisi gibi minimal invaziv yöntemler tercih edilebilir.

Radyoterapi: Erken evre larenks kanseri genellikle radyoterapi ile tedavi edilir. Yüksek enerjili ışınlar kullanılarak kanser hücreleri hedef alınır ve yok edilir.

Evre III ve IVa (Lokal İleri Evre)

Kombine Radyo-Kemoterapi: Bu evrelerde genellikle radyoterapi ile birlikte kemoterapi uygulanır. Kemoterapi, radyoterapinin etkinliğini artırabilir ve kanserin yayılmasını engellemeye yardımcı olabilir.

Cerrahi: Eğer tümör büyüklüğü ve yerleşimi uygunsa, larenksin tamamı veya bir kısmının çıkarılması gerekebilir. Bu ameliyat larenksin fonksiyonunu etkileyebilir ve ses değişikliklerine neden olabilir.

Evre IVb (Metastatik)

Sistemik Kemoterapi: Uzak metastaz varsa, kanseri kontrol altına almak ve semptomları hafifletmek için sistemik kemoterapi uygulanabilir.

Palyatif Bakım: Bu aşamada, hastanın yaşam kalitesini artırmak ve semptomları hafifletmek için palyatif bakım önem kazanır.

Hedefe Yönelik Tedavi ve İmmünoterapi: Bazı durumlarda moleküler hedefleri olan ilaçlar veya immünoterapi kullanılabilir.

Genel Yaklaşım

Düzenli İzlem ve Destek: Tüm evrelerde, düzenli takip ve gerektiğinde psikolojik veya sosyal destek sağlanmalıdır.

Klinik Araştırmalar: Mevcut tedavilere ek olarak, bazı hastalar yeni tedavi yaklaşımlarının test edildiği klinik araştırmalara katılmayı tercih edebilir.

Larenks kanseri tedavisinde, hastanın genel sağlık durumu, kanserin özellikleri ve hastanın tercihleri gibi faktörler de dikkate alınarak kişiselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturulur. Tedavi planının belirlenmesinde onkoloji uzmanları, radyasyon onkologları, cerrahlar ve diğer hekimlerden oluşan bir ekip çalışması önemlidir.

Resim 3. Larenks kanseri ses kısıklığı, boğaz ağrısı ve ağızdan kan gelmesi gibi şikayetlere yol açabilir.

TEDAVİDE KULLANILAN SİSTEMİK İLAÇLAR NELERDİR?

Larenks kanserinde kullanılan tedavi yöntemleri arasında kemoterapi, hedefe yönelik tedaviler (akıllı ilaçlar) ve immünoterapiler bulunur.

Bu tedavilerden bazı örnekler:

Kemoterapiler

Sisplatin: En sık kullanılan kemoterapi ilacıdır ve genellikle radyoterapi ile kombine edilir.

Karboplatin: Sisplatin ile benzer şekilde kullanılır ve genellikle radyoterapiyle birleştirilir.

5-Fluorouracil (5-FU): Çoğunlukla sisplatin veya karboplatin ile kombinasyon halinde kullanılır.

Dosetaksel: Bazı durumlarda, diğer kemoterapi ilaçlarına eklenebilir.

Paklitaksel: Kemoterapinin bir parçası olarak kullanılabilir.

Hedefe Yönelik Tedaviler (Akıllı İlaçlar)

Epidermal Büyüme Faktörü Reseptörü (EGFR) İnhibitörleri: Örneğin, setuksimab gibi ilaçlar, EGFR'yi hedef alarak kanser hücrelerinin büyümesini engelleyebilir.

İmmünoterapiler

PD-1/PD-L1 İnhibitörleri: Örneğin, Pembrolizumab ve Nivolumab gibi ilaçlar, PD-1 veya PD-L1 yolunu hedef alarak bağışıklık sisteminin tümör hücrelerine karşı etkinliğini artırabilir.

Genel Yaklaşım

Kombine Tedaviler: Kemoterapi hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler, genellikle diğer tedavi yöntemleriyle birleştirilerek kullanılır.

Kişiselleştirilmiş Tedavi: Tedavi seçenekleri, hastanın genel sağlık durumu, kanserin özellikleri ve genetik profillemesi gibi faktörlere göre kişiselleştirilir.

Larenks kanseri tedavisinde bu ilaçlar ve tedavi yöntemleri, hastalığın kontrolü ve hastanın yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için kullanılır. Tedavi planının belirlenmesinde onkoloji uzmanları, radyasyon onkologları ve diğer hekimlerden oluşan bir ekip çalışması önemlidir. Tedavi seçenekleri ve kombinasyonları sürekli gelişmekte olduğundan, en güncel bilgiler için hekimlerle iletişim halinde almak önemlidir.

İYİLEŞME SONRASI TAKIP NASIL YAPILMALIDIR ?

Larenks kanseri tedavisinden sonra yapılan takip, hastalığın nüksünü erken saptamak ve olası yan etkileri yönetmek için hayati öneme sahiptir. İyileşme sonrası takip genellikle, cerrahi veya radyoterapi sonrasında başlar ve birkaç yıl boyunca devam eder. Bu süreç genellikle hastanın semptomlarına, tedavi edilen kanserin özelliklerine ve genel sağlık durumuna göre özelleştirilir. Takip, hastanın düzenli olarak kulak, burun ve boğaz (KBB) uzmanı tarafından muayene edilmesini içerir. Bu muayenelerde, laringoskopi gibi yöntemler kullanılarak larenksin detaylı bir şekilde incelenmesi yapılır. Ayrıca hastaların herhangi yeni semptomları veya değişiklikleri doktorlarına bildirmeleri teşvik edilir. Görüntüleme testleri (örneğin MR veya CT taramaları) ve kan testleri, nüks veya metastaz belirtilerini saptamak için zaman zaman yapılabilir. Hastalar ayrıca, tedavinin uzun vadeli yan etkileriyle başa çıkmak için konuşma ve yutma terapisi, beslenme danışmanlığı ve gerektiğinde psikolojik destek alabilirler. Sigara bırakma ve sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri gibi önleyici önlemler de, nüks riskini azaltmada ve genel sağlık durumunu iyileştirmede önemli rol oynar.