Göz Kanseri

21.03.2024

GÖZ KANSERLERİ TANI VE TEDAVİSİ

Göz kanseri gözün içinde veya etrafındaki dokularda başlayan, kontrolsüz hücre büyümesine neden olan bir tür malign tümördür. Göz kanseri retinoblastom ve oküler melanom gibi farklı alt türleri içerebilir. Retinoblastom, genellikle çocuklarda görülen bir göz kanseri türüdür ve erken teşhis edilmezse görme kaybına neden olabilir. Oküler melanom ise yetişkinlerde daha yaygın olarak görülür ve ciddi bir tehdit oluşturabilir. Göz kanseri erken teşhis edildiğinde ve uygun tedavi yöntemleriyle tedavi edildiğinde, hastaların yaşam kalitesini ve gözlerini koruma şansı artar. Göz kanserinin erken belirtileri genellikle görme değişiklikleri, gözde ağrı veya ışığa duyarlılık gibi semptomlarla kendini gösterir. Bu nedenle herhangi bir göz rahatsızlığı veya semptomunda bir göz doktoruna başvurmak ve düzenli göz muayenelerini ihmal etmemek önemlidir.

KANSERİ RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

Göz kanseri risk faktörleri şunlar olabilir:

Genetik Yatkınlık: Aile geçmişi, bazı göz kanseri türleri için bir risk faktörü olabilir. Özellikle retinoblastom gibi çocukluk dönemi göz kanserlerinde genetik mutasyonlar rol oynayabilir. Retinoblastom için en önemli risk faktörü RB1 genindeki mutasyonlardır.

Yaş: Göz kanseri özellikle retinoblastom, genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkar. Ancak diğer göz kanseri türleri, yaşlılık döneminde daha sık görülür.

Cilt Rengi: Açık tenli bireyler, oküler melanom gibi göz kanseri türlerine daha yatkın olabilirler.

Diğer Kanserler: Bazı kanser türlerine yakalanmış bireylerde, özellikle lösemi veya nöroblastom gibi kanserler, göz kanseri riski artabilir.

UV Işınlara Maruz Kalma: Uzun süre güneşe maruz kalmak veya solaryum kullanımı, göz kanseri riskini artırabilir.

Göz Yaralanmaları: Özellikle retinoblastom riskini artırabilir, çocuklarda göz yaralanmalarının veya travmalarının olduğu durumlarda göz kanseri riski artabilir.

Diğer Faktörler: Göz kanseri risk faktörleri arasında bazı genetik sendromlar (örneğin, Gorlin sendromu) radyasyon maruziyeti, kimyasal maddelere maruz kalma ve diğer bilinmeyen faktörler de bulunabilir.

Herkes bu risk faktörlerine sahip olabilir ve göz kanseri riski düşük olsa bile düzenli göz muayeneleri ve koruyucu önlemler almak önemlidir.

Resim 1. Göz kanserleri nadir görülür ve göz çevresinde şişlik, kanama ve göz renginde değişiklik gibi bulgular saptanabilir.

NASIL OLUŞUR ?

Göz kanserinin gelişim mekanizmaları hala tam olarak anlaşılamamış olsa da, bazı temel faktörler bu tür kanserin oluşumunda rol oynadığına inanılmaktadır. Özellikle retinoblastom gibi çocukluk dönemi göz kanserleri, RB1 genindeki genetik mutasyonlarla ilişkilendirilir. Bu mutasyonlar normal retinoblast hücrelerinin kontrolsüz büyümesine yol açar. Ayrıca UV ışınlarına maruz kalma, özellikle açık tenli bireylerde oküler melanom gibi türlerin riskini artırabilir. Göz yaralanmaları veya travmaları da göz kanseri riskini artırabilir, özellikle retinoblastom için geçirilmiş göz yaralanmaları ile ilişkilendirilmiştir. Bununla birlikte göz kanserlerinin tam olarak nasıl geliştiğini anlamak için daha fazla araştırma gereklidir ve bu tür kanserlerin gelişim mekanizmaları hala derinlemesine incelenmektedir.

BELİRTİLER NELERDİR ?

Göz kanserinin belirtileri, tümörün tipine, yerleşim yerine ve büyüklüğüne bağlı olarak değişebilir. Göz kanseri belirtileri şunlar olabilir:

Görme Değişiklikleri: Göz kanseri özellikle retinoblastom gibi tümörler, görmede değişikliklere neden olabilir. Bu değişiklikler arasında gözde kayma, çift görme, bulanık görme veya görme kaybı bulunabilir.

Göz İçi Problemler: Göz kanseri, gözün içinde başladığında, gözde ağrı, rahatsızlık, göz içinde baskı hissi veya kızarıklık gibi belirtilere neden olabilir.

Göz Çevresi Şişlik veya Deformite: Göz etrafında anormal şişlikler veya göz kapaklarının şeklinde değişiklikler fark edilebilir.

Gözde Kanama veya Akıntı: Göz kanseri, gözde kanama veya anormal akıntıya yol açabilir.

Işığa Duyarlılık: Göz kanseri belirtileri arasında, ışığa duyarlılık, özellikle retinoblastom gibi tümörlerde görülebilir.

Göz Tembelliği (Ambliyopi): Retinoblastom gibi göz kanserleri çocuklarda daha yaygın olduğunda, çocuğun bir gözünün diğerine göre daha tembel olduğu veya diğer belirtilerin görülmediği fark edilebilir.

Gözde Renk Değişikliği: Oküler melanom gibi göz kanseri türleri, gözün renginde değişikliklere yol açabilir.

Bu belirtiler göz kanseri olabileceğini düşündüren belirtilerdir. Eğer bu tür semptomlar fark edilirse bir göz doktoruna başvurmak önemlidir. Erken teşhis, göz kanseri tedavisinin etkili olabilmesi için kritik öneme sahiptir. Ancak unutulmamalıdır ki, bu belirtiler göz kanseri ile sınırlı değildir ve başka göz problemlerinin de bir işareti olabilir.

TANISI NASIL KONULUR?

Göz kanserinin tanısı genellikle bir göz doktoru veya bir onkolog tarafından yapılır. Tanı süreci şüphelenilen bir göz kanseri durumunda aşağıdaki adımları içerebilir: İlk olarak hasta şikayetleri ve göz muayenesi değerlendirilir. Daha sonra, görüntüleme testleri (örneğin, ultrason, MRI veya CT taramaları) ve gözün içindeki lezyonların incelenmesi için oftalmoskopi veya biyopsi gibi prosedürler uygulanabilir. Retinoblastom gibi çocukluk dönemi göz kanserleri genellikle göz muayenesi sırasında teşhis edilirken, oküler melanom gibi yetişkinlerde daha sık görülen göz kanserleri daha fazla görüntüleme ve inceleme gerektirebilir. Tanı tümörün türünü, büyüklüğünü, evresini ve tedavi seçeneklerini belirlemek için önemlidir. Bu nedenle herhangi bir göz rahatsızlığı veya belirti gösterdiğinizde bir uzmana başvurmak önemlidir.

PATOLOJİK TİPLERİ NELERDİR?

Göz kanseri, farklı patolojik tiplere sahip olabilen bir tümör türüdür ve patolojik tipler tümörün hücresel ve histolojik özelliklerine göre sınıflandırılır. Göz kanserinin bazı patolojik tipleri şunlar olabilir:

Retinoblastom: Bu tür çoğunlukla çocukluk döneminde görülen ve retinadaki hücrelerin kontrolsüz büyümesine yol açan bir göz kanseri türüdür.

Oküler Melanom: Melanosit adı verilen hücrelerden kaynaklanan bu kanser türü, gözde pigment hücrelerinin kontrolsüz büyümesini içerir. Yetişkinlerde daha sık görülür.

Göz Sarkomları: Gözün dokularından kaynaklanan sarkomlar, göz kanserinin nadir bir türüdür. Bu sarkomlar gözdeki bağ dokusu veya kaslardan kaynaklanabilir.

Karsinomlar: Karsinomlar göz yüzeyi hücrelerinden kaynaklanan kanser türlerini ifade eder. Konjonktival karsinomlar bu kategoriye girer.

Lenfoma: Göz lenfomaları göz içinde veya çevresinde lenfosit adı verilen hücrelerden kaynaklanır ve göz kanserlerinin nadir bir türünü temsil eder.

Göz kanseri patolojik tipleri, tümörün tipine ve yerleşim yerine göre farklılık gösterebilir ve her bir türün tedavi yaklaşımı ve prognozu farklı olabilir. Göz kanseri tanısı konulduğunda, patolojik tiplerin belirlenmesi ve tümörün özelliklerinin değerlendirilmesi önemlidir çünkü bu, tedavi planını ve hastanın prognozunu etkileyebilir. Göz kanserinin tedavisinde, tümör hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını kontrol etmek için bazı hedeflere yönelik ilaçlar veya tedavi yöntemleri kullanılabilir. Bu hedeflere ulaşabilmek için bazı reseptörler veya genetik mutasyonlar göz önünde bulundurulur. Özellikle retinoblastom gibi çocukluk dönemi göz kanserleri, RB1 genindeki genetik mutasyonlarla ilişkilendirilir ve tedavide bu mutasyonlar göz önünde bulundurulur. Oküler melanom gibi göz kanseri türleri ise BRAF genindeki mutasyonlarla bağlantılıdır ve bu mutasyonlar hedefe yönelik tedavilerde önemli bir rol oynar. İmmünoterapi tedavileri için ise tümör hücrelerinin PD-L1 gibi immün hücrelere karşı geliştirdiği koruyucu mekanizmaların varlığı değerlendirilir ve bu mekanizmaların bloke edilmesi hedeflenir. Ayrıca, VEGF reseptörleri, göz kanserlerinin kan damarlarının büyümesini teşvik ettiği durumlarda hedeflenir. Bu reseptörler ve genetik özellikler, tümörün tipine ve hastanın tıbbi durumuna bağlı olarak tedavi planının belirlenmesinde önemli bir rol oynar. Göz kanseri tedavisi, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve hastanın spesifik tıbbi durumu dikkate alınarak belirlenmelidir.

Resim 2. Gözde köken alınan dokuya göre farklı türde kanserler gelişebilir.

TÜMÖR EVRELEMESİ NASIL YAPILIR ?

Göz kanseri evrelemesi, tümörün büyüklüğünü, yerini ve yayılma durumunu belirlemek amacıyla kullanılan bir sistemdir. Göz kanseri tümör evrelemesi genellikle aşağıdaki faktörlere dayanır:

Tümör Büyüklüğü (T): Tümörün göz içinde veya çevresinde ne kadar büyük olduğunu tanımlar. Bu genellikle T0 (tümör yok) ile T4 (tümör büyük ve çevresel dokulara yayılmış) arasında sınıflandırılır.

Bölgesel Lenf Nodları (N): Tümörün yakınındaki lenf düğümlerine yayılıp yayılmadığını belirler. N0 (lenf nodu tutulumu yok) ile N1 (lenf nodlarına yayılmış) arasında sınıflandırılır.

Uzak Metastazlar (M): Tümörün vücudun başka bölgelerine yayıldığını belirler. M0 (uzak metastaz yok) ve M1 (uzak metastaz var) şeklinde sınıflandırılır.

Göz kanseri evrelemesi, tümörün tipine ve yerleşim yerine göre farklılık gösterebilir. Örneğin, retinoblastom gibi çocukluk dönemi göz kanserleri genellikle farklı bir evreleme sistemine tabi tutulur. Evreleme tümörün tedavi seçeneklerini ve prognozunu belirlemede önemlidir. Göz kanseri tedavisinin planlanması ve hastanın takibi için bu evreleme bilgileri kullanılır. Evreleme işlemi, bir göz doktoru veya onkoloji doktoru tarafından uygun görüntüleme testleri ve muayeneler kullanılarak gerçekleştirilir.

EVRELERE GÖRE TEDAVİ NASIL YAPILIR?

Göz kanseri tedavisi, tümörün evresine, türüne ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Göz kanseri evrelerine göre tedavi yaklaşımlarının genel bir özeti:

Evre 0 (Karsinoma İn Situ): Bu aşamada tümör sadece gözün yüzeyinde veya başlangıç ​​noktasında bulunur. Tedavi genellikle tümörün tamamen çıkarılmasıyla başlar. Küçük tümörler için yerel cerrahi (veya lazer tedavisi) uygulanabilir.

Evre I ve II (Lokal Tümörler): Bu evrelerde tümör göz içinde veya çevresinde büyümüş olabilir, ancak henüz lenf düğümlerine veya uzak bölgelere yayılmamıştır. Tedavi tümörün büyüklüğüne ve konumuna bağlı olarak cerrahi çıkarma veya radyasyon terapisi içerebilir.

Evre III: Tümör uzak organlara hala yayılmamıştır. Tedavi göz tümörünün yanı sıra lenf nodlarına da odaklanabilir. Bu durumda, lenf nodlarının cerrahi olarak çıkarılması ve/veya radyasyon terapisi düşünülebilir.

Evre IV (Uzak Metastazlar):Tümör vücudun başka bölgelerine (örneğin, karaciğer veya akciğer) yayılmıştır. Tedavi sistematik kemoterapi, hedefe yönelik ilaçlar veya immünoterapi gibi uzak metastazları hedefleyen tedavileri içerebilir. Ayrıca gözdeki tümörü ve lenf nodlarını da tedavi etmek gerekebilir.

Göz kanseri tedavisi, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve hastanın spesifik durumuna bağlı olarak belirlenmelidir. Tedavi planı, bir göz doktoru, onkolog ve diğer onkoloji uzmanlık bıranşları tarafından birlikte oluşturulur. Erken teşhis ve uygun tedavi, göz kanseri hastalarının prognozunu ve yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirebilir.

Resim 3. Göz kanserlerinde tanı ve başlangıç tedavi süreci göz hekimleri tarafından yapılmaktadır. İlerlemiş tümörlerde radyoterapi, kemoterapi ve akıllı ilaç tedavileri gerekebilir.

TEDAVİDE KULLANILAN SİSTEMİK İLAÇLAR NELERDİR?

Göz kanseri tedavisinde kullanılan bazı kemoterapiler, hormonal ilaçlar, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler şunlar olabilir:

Kemoterapiler:

Karboplatin: Göz kanseri tedavisinde kullanılan bir platin bazlı kemoterapi ilacıdır.

Etoposid: Topoizomeraz II inhibitörü olan bu ilaç retinoblastom tedavisinde kullanılabilir.

Hedefe Yönelik Tedaviler:

BRAF İnhibitörleri: Özellikle oküler melanomda BRAF genindeki mutasyonlar hedef alınabilir. Dabrafenib ve trametinib gibi ilaçlar kullanılabilir.

VEGF İnhibitörleri: Vasküler endotelyal büyüme faktörünü (VEGF) hedef alan ilaçlar, kan damarlarının büyümesini inhibe ederek tümör büyümesini kontrol altına alabilir.

İmmünoterapiler:

Checkpoint İnhibitörleri: Programlanmış hücre ölüm ligandı-1 (PD-L1) veya sitotoksik T lenfosit antijeni-4 (CTLA-4) gibi immün sistemi düzenleyen reseptörleri hedefleyen ilaçlar, immün sistem tepkisini artırarak tümör hücrelerini yok etmeye yardımcı olabilir. Pembrolizumab ve nivolumab gibi ilaçlar kullanılabilir.

Göz kanseri tedavisi, tümörün türüne, evresine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak belirlenir. Tedavi planı bir multidisipliner onkoloji ekibi tarafından oluşturulmalıdır ve hastanın özel koşullarına uygun şekilde düzenlenmelidir. Bu nedenle her hasta için tedavi yaklaşımı farklılık gösterebilir.

İYİLEŞME SONRASI TAKIP NASIL YAPILMALIDIR ?

Göz kanseri tedavisi sonrası takip hastanın sağlığının izlenmesi ve tümörün tekrarlama riskinin değerlendirilmesi için kritik bir öneme sahiptir. Takip planı, tümörün evresine, tedaviye yanıtına ve hastanın tıbbi durumuna bağlı olarak değişebilir. Genellikle, takip aşağıdaki bileşenleri içerir: Düzenli fizik muayeneleri ile tümör bölgesi ve çevresi izlenir. Ameliyat sonrası fonksiyon ve hareketlilik de değerlendirilir. Görüntüleme testleri (örneğin, röntgen, MR veya CT taramaları) tümörün geri dönüp dönmediği veya yeni lezyonların olup olmadığını izler. Kan testleri hastanın genel sağlık durumunu izlemek ve tedaviye yanıtı değerlendirmek için kullanılır. Şüpheli bir bulgu veya semptom ortaya çıkarsa, biyopsi yapılabilir ve tümörün nüksü değerlendirilir. Tedavi sonrası takip sıklığı ve süresi, hastanın spesifik durumuna göre değişebilir, ancak genellikle tedavi sonrası ilk yıl boyunca daha sık ve daha sonra daha düzenli aralıklarla yapılır. Takip tümörün erken tekrarlamasını veya başka bir sorunun hızlıca tanımlanmasını sağlar ve hastanın uzun vadeli sağlık ve yaşam kalitesini korumaya yardımcı olur. Bu nedenle tedavi sonrası düzenli takip randevularına uymak önemlidir.