Gestasyonel Trofoblastik Hastalık

21.03.2024

GESTASYONEL TROFOBLASTİK HASTALIK TANI VE TEDAVİSİ

Gestasyonel Trofoblastik Hastalık (GTH) gebelik sırasında trofoblastik hücrelerin anormal büyümesi ve çoğalması sonucu ortaya çıkan nadir görülen bir grup hastalığı ifade eder. Bu hastalık gebeliğin plasentası üzerindeki hücrelerin anormal gelişmesi ve invazyonu nedeniyle oluşur. GTH'nin önemi hızlı büyüme eğilimi göstermesi ve invaziv özelliği taşımasıdır. Bu nedenle erken tanı ve tedavi gereklidir. GTH vajinal kanama, pelvik ağrı ve yüksek beta-hCG (insan koryonik gonadotropin) seviyeleri gibi semptomlarla kendini gösterebilir. Risk faktörleri arasında yaş, önceki gebelik öyküsü ve aile öyküsü yer alabilir. GTH'nin doğru tanı ve etkili tedavisi, hastanın sağlığını korumak için hayati öneme sahiptir. Bu nedenle, bu hastalığın erken teşhisi ve uygun tedavisi, gebelik takibi sırasında dikkatle takip edilmesi gereken bir durumdur.

RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

Gestasyonel Trofoblastik Hastalık'ın (GTH) risk faktörleri şunlar olabilir:

Önceki Gestasyonel Trofoblastik Hastalık: Daha önce GTH geçiren kişiler, tekrarlamış GTH riski altındadır.

Yaş: GTH genellikle genç ve daha yaşlı hamileliklerde daha sık görülür. Özellikle 40 yaşın üzerindeki hamile kadınlar risk altında olabilirler.

Önceki Gebelik Öyküsü: Önceki gebeliklerinde komplikasyonlar yaşamış veya mol gebelik gibi sorunlar yaşamış olanlar, GTH riski taşıyabilirler.

Aile Öyküsü: Ailesinde GTH öyküsü bulunan kişiler, bu hastalığa yakalanma riski taşıyabilirler.

Erken veya Geç Gebelikler: Erken veya geç gebelikler GTH riskini artırabilir.

İlk Gebelik: İlk gebelikleri olan kadınlar diğer gebeliklere göre daha yüksek bir GTH riskine sahip olabilirler.

Beslenme Faktörleri: Yetersiz beslenme düşük folik asit alımı veya vitamin eksiklikleri GTH riskini artırabilir.

Sigara İçme: Hamilelik sırasında sigara içmek, GTH riskini artırabilecek faktörlerden biri olabilir.

GTH risk faktörleri kişiden kişiye değişebilir ve bu faktörlerin varlığı, bir kişinin GTH geliştirme olasılığını etkileyebilir. Ancak bu faktörler her zaman hastalığın kesin nedenlerini açıklamaz ve her hamile kadında GTH gelişimi riski düşüktür. Bu nedenle, bir kişi bu faktörlere sahipse dahi düzenli prenatal takip ve doktor önerilerine uyum önemlidir.

Resim 1. Gestasyonel trofoblastik hastalık gebelik sırasında trofoblastik hücrelerin anormal büyümesi ve çoğalması sonucu ortaya çıkan nadir bir hastalıktır.

NASIL OLUŞUR?

Gestasyonel Trofoblastik Hastalık'ın (GTH) gelişim mekanizmaları karmaşık ve henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak temel olarak, GTH, trofoblastik hücrelerin anormal büyümesi ve çoğalması sonucu ortaya çıkar. Trofoblastik hücreler normalde plasentayı oluşturan hücrelerdir ve gebelik sırasında rahim iç yüzeyine yerleşirler. GTH'de, bu hücrelerin kontrolsüz şekilde büyümesi ve invazyonu gözlemlenir. Bu anormal trofoblastik hücreler, rahim iç yüzeyine sıkıca yapışarak normal dokuların yerine geçerler ve kan damarlarına nüfuz edebilirler. Bu süreç vajinal kanama, yüksek beta-hCG seviyeleri ve diğer semptomlara yol açar. Gelişim mekanizmaları tam olarak aydınlatılmamış olsa da, bu hastalığın moleküler düzeydeki kökenleri üzerine araştırmalar devam etmektedir.

BELİRTİLERİ NELERDİR ?

Gestasyonel Trofoblastik Hastalığın (GTH) belirtileri ve bulguları şunlar olabilir:

Vajinal Kanama: GTH, genellikle anormal vajinal kanama ile kendini gösterir. Bu kanama, hamilelik sırasında veya sonrasında ortaya çıkabilir.

Pelvik Ağrı: Hastalar pelvik bölgede ağrı veya rahatsızlık hissi yaşayabilirler. Bu ağrı, rahimdeki anormal büyüme ve invazyon nedeniyle ortaya çıkabilir.

Yüksek Beta-hCG Seviyeleri: GTH hastalarının kanında beta-hCG (insan koryonik gonadotropin) seviyeleri normalden çok daha yüksek olabilir. Beta-hCG hastalığın tanısında önemli bir belirteçtir.

Hiperemezis Gravidarum: Nadir durumlarda GTH'li hastalar şiddetli mide bulantısı ve kusma yaşayabilirler, bu durum hiperemezis gravidarum olarak adlandırılır.

Gestasyonel Trofoblastik Hastalığın belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve hastalığın tipine bağlı olarak farklılık gösterebilir.

TANISI NASIL KONULUR?

Gestasyonel Trofoblastik Hastalık (GTH) tanısı, belirtiler, fiziksel muayene ve laboratuvar testleri ile konur. İlk adım genellikle semptomların varlığına dayalıdır, özellikle anormal vajinal kanama ve yüksek beta-hCG (insan koryonik gonadotropin) seviyeleri gibi belirtiler söz konusu ise. Fiziksel muayene, pelvik bölgedeki anormallikleri değerlendirmek için önemlidir. Laboratuvar testleri, beta-hCG seviyelerinin ölçülmesini içerir ve yüksek seviyeler GTH şüphesini artırır. Ultrasonografi, rahim iç yapısını görsel olarak incelemek için kullanılır ve anomaliye işaret eden bulguları tespit edebilir. Kesin tanı histopatolojik inceleme ile yapılır. Patoloji bir biyopsi veya küretajı sırasında alınan doku örneklerinin incelenmesini içerebilir. Tüm bu testler GTH tanısını koymak ve hastalığın tipini belirlemek için önemlidir.

PATOLOJİK TİPLERİ NELERDİR?

Gestasyonel Trofoblastik Hastalık'ın (GTH) patolojik tipleri şunlardır:

Hidatiform Mol (Molar Gebelik): Hidatiform mol, plasentanın anormal bir şekilde büyüdüğü ve trofoblastik hücrelerin anormal hızda çoğaldığı bir durumu ifade eder. Bu durum normal fetal gelişimin durduğu ve fetusun gelişmediği bir gebelikle sonuçlanır. Hidatiform mol tam ve kısmi olarak iki alt tipi içerebilir.

İnvaziv Hidatiform Mol: Bu tip GTH, hidatiform molün daha agresif bir formudur. Trofoblastik hücreler, rahim iç yüzeyine daha derinlemesine ve invazif bir şekilde nüfuz edebilirler. Bu durum çevre dokulara yayılma riski taşır.

Koryokarsinom: Koryokarsinom GTH'nin daha nadir ve agresif bir formudur. Bu tür GTH, trofoblastik hücrelerin kanserleştiği bir durumu ifade eder ve hızlı büyüme ve metastaz (diğer organlara yayılma) eğilimindedir.

Plasental Sitotrofoblastik Tümörler: Bu GTH türü sitotrofoblastik hücrelerin anormal büyüdüğü ve plasentanın anormal olduğu bir durumu ifade eder.

Gestasyonel Trofoblastik Hastalık'ın patolojik tipleri, hastalığın doğası ve yayılma şekli göz önüne alındığında tedaviyi ve izlemi etkileyebilir. Bu nedenle doğru tanı ve patolojik tipin belirlenmesi tedavi yaklaşımını belirlemede önemlidir.

Resim 2. Gestasyonel trofoblastik hastalık sırasında vajinal kanama, karın ağrısı, bulantı ve kusma gibi şikayetler görülebilir.

TÜMÖR EVRELEMESİ NASIL YAPILIR ?

Gestasyonel Trofoblastik Hastalık'ın (GTH) tümör evrelemesi, hastalığın yayılma derecesini ve ciddiyetini belirlemek için kullanılır. Evreleme, hastalığın hangi bölgelere yayıldığını ve tedavi seçeneklerini belirlemekte önemlidir. GTH'nin tümör evrelemesi şu şekilde yapılır:

Evre I: GTH rahim içinde sınırlı kalır ve yakındaki dokulara yayılmamıştır.

Evre II: GTH rahim dışına yayılmış olabilir, ancak genellikle pelvik organlarda sınırlıdır.

Evre III: GTH pelvik organlardan daha uzak bölgelere, özellikle akciğerlere yayılabilir.

Evre IV: GTH uzak organlara, örneğin karaciğere, beyine veya diğer uzak bölgelere yayılmıştır.

Ayrıca, tümör evrelemesi, hastanın beta-hCG (insan koryonik gonadotropin) seviyeleri ve görüntüleme çalışmaları ile daha ayrıntılı olarak belirlenebilir. Tümör evrelemesi, hastalığın yayılma derecesini değerlendirirken, tedavi planının oluşturulmasında ve hastanın prognozunun tahmin edilmesinde önemli bir rol oynar. Tedavi hastanın tümör evresine ve genel sağlık durumuna göre belirlenir.

EVRELERE GÖRE TEDAVİ NASIL YAPILIR?

Gestasyonel Trofoblastik Hastalık (GTH) evrelere göre farklı tedavi yaklaşımları gerektirebilir. İşte GTH'nin evrelere göre tedavi yaklaşımları:

Evre I GTH Tedavisi: GTH'nin sınırlı olduğu bu evrede genellikle düşük risk taşır ve çoğunlukla cerrahi tedavi ile tedavi edilir. Rahim içeriği temizlemek amacıyla küretaj yapılabilir. Ardından hastanın beta-hCG seviyeleri yakından izlenir. Seviyeler normalleşene kadar takip devam eder.

Evre II GTH Tedavisi: Evre II GTH pelvik organlara yayılmışsa, cerrahi müdahale gerekebilir. Bu cerrahi işlem, hastanın rahminin çıkarılmasını içerebilir. Ayrıca, beta-hCG seviyeleri ve takip görüntüleme çalışmaları tedaviyi yönlendirmek için kullanılır.

Evre III GTH Tedavisi: GTH pelvik dışındaki bölgelere yayılmışsa (örneğin, akciğerlere), kemoterapi tedavisi düşünülebilir. Kombinasyon kemoterapi tedavisi yaygın bir yaklaşımdır. Beta-hCG seviyeleri ve görüntüleme çalışmaları tedaviye yanıtı değerlendirmek için kullanılır.

Evre IV GTH Tedavisi: GTH uzak organlara yayıldığında (örneğin, karaciğer veya beyin), yoğun kemoterapi genellikle bir seçenek olabilir. Tedavi planı hastanın genel sağlık durumuna ve tümörün yayılma derecesine bağlı olarak belirlenir.

Tedavi planları her hasta için farklı olabilir ve bir uzman onkolog tarafından bireysel olarak değerlendirilir. Tedavi sonrası, beta-hCG seviyeleri ve görüntüleme çalışmaları ile hastanın iyileşme süreci izlenir ve takip edilir. Tedavi başarılıysa hastalar genellikle birkaç yıl boyunca düzenli takip muayenelerine devam ederler.

Resim 3. Molar gebelik (üzüm gebeliği) gestasyonel trofoblastik hastalıkların en sık sebebidir.

TEDAVİDE KULLANILAN SİSTEMİK İLAÇLAR NELERDİR?

Gestasyonel Trofoblastik Hastalık (GTH) tedavisinde kullanılan kemoterapiler, hormonal ilaçlar, akıllı ilaç tedavileri ve immünoterapiler şunlar olabilir:

Kemoterapiler:

Metotreksat: Metotreksat, GTH tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir kemoterapi ilacıdır.

Daktinomisin: Dakstinomisin (actinomycin-D), GTH tedavisinde etkili bir kemoterapi ajanıdır.

Etoposid: Etoposid GTH'nin ileri evrelerinde kullanılabilen başka bir kemoterapi ilacıdır.

Bleomisin: Bleomisin GTH tedavisinde kullanılabilecek bir diğer kemoterapi ilacıdır.

İmmünoterapiler: İmmünoterapi olarak pembrolizumab, nivolumab ve avelumab bir tedavi seçeneği olarak düşünülebilir.

Tedavi seçenekleri, hastanın tümörün evresine, tipine ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, bir uzman onkolog tarafından bireysel olarak değerlendirilir ve belirlenir. Herhangi bir tedavi planı, hastanın spesifik durumuna ve ihtiyaçlarına göre uyarlanmalıdır.

İYİLEŞME SONRASI TAKIP NASIL YAPILMALIDIR ?

Gestasyonel Trofoblastik Hastalık (GTH) tedavisi sonrası takip, hastanın iyileşme sürecini izlemek ve hastalığın tekrarlama riskini değerlendirmek için büyük önem taşır. İyileşme sonrası takip genellikle beta-hCG (insan koryonik gonadotropin) seviyelerinin düzenli olarak ölçülmesini içerir. Beta-hCG seviyeleri tedavi sonrası normalleşmelidir. Ayrıca görüntüleme çalışmaları (örneğin, bilgisayarlı tomografi veya ultrasonografi) ile vücudun herhangi bir tekrarlayan lezyon veya tümör belirtisi incelenir. Takip süresi hastanın tedaviye yanıtına hastalığın evresine ve risk faktörlerine bağlı olarak değişebilir. Doktorlar hastaların sağlık durumunu yakından izler ve tekrarlama veya komplikasyon belirtileri olup olmadığını değerlendirir. Hastalar, düzenli takip muayenelerine katılıp doktorlarının önerilerine uymalı ve herhangi bir anormallik veya semptomu hemen bildirmelidirler. Bu sayede GTH'nin tekrarlaması durumunda erken teşhis ve tedavi mümkün olabilir.